Gezi İstanbul Brasserie

27 Shares
27
0
0

Gezi, benim uzun senelerdir pastanesine ve lokantasına değer verdiğim, arada sırada uğradığım, genel olarak da hem havasından, hem yemeklerinden memnun kaldığım bir işletmeydi. Bir süredir tadilatta olduğunu bildiğim, önünden geçerken gördüğüm mekana, geçenlerde bir ziyaret yapma şansım oldu.

Gezi İstanbul Brasserie, bildiğimiz brasserie konseptinde sunduğu, “dünya mutfağı” ürünü sayılabilecek ürünler haricinde, üst katında yer alan “Garlic” isimli lokantasında, daha çok fine dining konseptine uygun yemekler servis ediyor. Benim deneyimlediğim tadım menüsü, bu iki bölümün karması gibiydi diyebilirim. Hem brasserie’den, hem de Garlic’ten yemekler vardı.

Bilenler bilir, Gezi İstanbul Brasserie‘nin hem açık, hem de kapalı alanı gayet geniştir. Eh, şimdi yaz mevsimi olduğuna göre, hiç düşünmeden -eğer bulabilirseniz- açık kısmında oturmanızı öneririm. Püfür püfür Taksim havasını içinize çekerek, gayet keyifli bir yemek yiyeceğinizi garanti ediyorum.

Mekanın iç bölgesi de, yer yer, eski dekorasyondan esintiler taşıyor diyebilirim. Özellikle, eskiden beri çok hoşuma giden, yerdeki süslü taşlara hayranlığımı gizleyemeyeceğim. Üst kata, Garlic’e çıkarsanız eğer, özellikle kış günlerinde güzel yemekler yiyebileceğiniz seçkin bir ortam yaratıldığını görebilirsiniz.

Lokasyonu, ortamı ve servisi son kertede başarılı bir lokantadan bahsediyorum size. Daha önceki yazılarımı okuduysanız, genelde bir mekanı ele alırken, öne çıkan özelliklerini övdüğümü, çok da parlak olmayan kısımlarını biraz geri planda bıraktığımı fark edersiniz. Ben genellikle yazılarımda “sevdiklerimi” anlatmayı, “hoşlanmadıklarımı” yermeye tercih eden bir tarza sahibim. Zaman zaman kantarın topuzunu kaçırıp bazı işletmelere giriştiğim doğrudur. Muayyen günümde olduğumu düşünebilirsiniz böyle vakitlerde.

Gezi İstanbul Brasserie, nadiren de olsa karşıma çıkan, ne yaptığını bilen lokantalardan birisi. Olmaktan en çok keyif aldığım coğrafi bölgede, açık havada, çok güzel yemekler servis ediyor. Bu yemeklerin Şef Gökhan Sorguç‘un maharetli ellerinden çıktığını da unutmadan ilave edelim bu noktada.

OLYMPUS DIGITAL CAMERA

Tadım menüsünün ilk durağında Burrata Peyniri vardı Gezi İstanbul Brasserie‘de. Izgara tava ekmeği, zeytin ezmesi, cherry domates, siyah zeytin, kırmızı soğan, taze baharat salatası, fesleğen ve çektirme balzamik ile servis edilen bu güzellik, bana kalırsa açılış için çok yerinde bir seçim. Burratalarının günlük olarak Gezi İstanbul Brasserie için özel olarak üretildiğini, kullanılan sütün İzmir’den geldiğini, Burrata’nın altında servis edilen ekşi maya köy ekmeğinin mekanın kendisi tarafından üretildiğini ve unu özel olarak Konya’dan getirttiklerini belirtmeden geçmeyelim.

OLYMPUS DIGITAL CAMERA

İkinci sırada Asya Salatası ve Atom Karides süsledi masamızı. Hafif acılı atom sosla harmanlanmış, öncesinde panelenmiş karidesler, yerinde acısıyla çok hoşuma gitti.. Açık konuşmak gerekirse bir P.f. Changs esintisi kapladı karidesler geldiği zaman ortamı. Bana kalırsa, bu yemek iştah açıcı, ya da bir girizgah olarak ele alınmamalı. Ben Gezi İstanbul Brasserie‘ye gelip, hiç düşünmeden bu devasa karideslerden sipariş edip keyfime bakabilirim normal bir günde. Çok sevdim!

OLYMPUS DIGITAL CAMERA

Bir sonraki durağımız avokado püresi ve soya sos ile servis edilen Sarı Yüzgeç Tuna Tartar idi. Avokado püresinin ipeksi dokusundan mı, tuna tartarın insanın tansiyonu sıçratan enerjisinden mi, yoksa en tepedeki çıtır soğanların insanı baştan çıkartan lezzetinden mi bahsetsem bilemiyorum. Gezi İstanbul Brasseriede yediğim en güzel şey buydu bana kalırsa. Yani güzeller arasında en güzeliydi!

OLYMPUS DIGITAL CAMERA

Son dönemin yükselen değerlerinden birisi olan Trüflü ve Parmesanlı Patates Kızartmasının, hafif acılı bir sosla sunulduğunu da ekleyelim. Patates kızartması severler için bir ziyafet olacağını düşündüğüm bu çalışmanın, iyi bir hamburger için harika bir “yancı” olacağını belirtmemde fayda var.

OLYMPUS DIGITAL CAMERA

Sıra ana yemeğe geldiğinde ise soluğumu tutup bekledim, zira iki tane çok sevdiğim kavramın bir araya geldiği, Kuzu İncik ve Basmati Pilavını getirdiler masaya. Uzun uzun pişirilmiş, çatalı dokundurduğunuzda dağılan incik ve tane tane, her bir pirincin tadını alabildiğim Basmati pilavına da tam not verdim.  Gezi İstanbul Brasserie’ye giderseniz bu yemeği mutlaka denemelisiniz sevgili dostlar!

OLYMPUS DIGITAL CAMERA

Tatlı faslında ise Profiterol ve sıcak çikolata soslu Brownie getirdiler. Her ikisinde de Callebaut çikolatası kullanıldığını ve bu ürünün dünyanın en üst kalitedeki çikolatalarından birisi olduğunu belirtmeden geçmeyelim. Yoğunluğu ve kıvamı ile yerken damağımda güller açtırdı resmen.

OLYMPUS DIGITAL CAMERA

Sonuç: Çok keyif aldım! Beklemediğim kadar keyif aldım! Bana isminde “Brasserie” geçen bir mekandan çok daha fazlasını sunan harika bir lokanta ile karşılaştım. Emeği geçenleri tebrik ediyor, gitmenizi şiddetle tavsiye ediyorum Gezi İstanbul Brasserie’ye !

Gezi İstanbul Taksim
İnönü Caddesi No:5
Taksim/İstanbul
444 76 39
27 Shares
Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

You May Also Like

1924 Rejans Restaurant

TOKİSTANBUL Bugün eski İstanbul’dan pek bir şey kalmadı elimizde. “Nerede Direklerarası’ndaki o eski Ramazanlar?” gibisinden bir şeyler geveleyip,…
Olden 1772

OLDEN 1772 : O İhtişama Bu Yemekler Olmuş Mu?

Olden 1772 'yi beylik sözlerle anlatmak bir hayli zor; "Babil'in Asma Bahçeleri" mi desem, "Roma'nın Son Günleri" mi diye sayıklasam? Bilemiyorum! Öyle bir ortam düşünün ki, içine girdiğinizde kendinizi insanoğlunun başarıları karşısında alabildiğine ufacık hissedeceksiniz. Öyle bir parıltı girdabına kapılacaksınız ki buraya adım attığınızda, bunu inşa eden o yaratıcı beynin kıvrımlarına aynı anda hayranlık, gıpta, kıskançlık, sevgi ve öfke ile bakakalacaksınız.

Mürver Restaurant : İstanbul’un En İyisi

Mürver Restaurant hiç şüphesiz İstanbul'un en keyifli, lezzetli ve başarılı restoranı. Burada kendimi mutlu ve huzurlu hissediyorum. Tatlardaki istikrar ve ustalık, her ziyaret edişimde beni şaşırtıyor. Novotel'in tepesindeki bu muhteşem manzaralı mekanı en kısa sürede ziyaret ediniz.
Fıccın

Fıccın Restaurant: Eşi Benzeri Olmayan Bir Dünya

İstanbul'da, hatta belki de Türkiye'de Osetya yemeklerinin en güzel örneklerini sunan mükemmel bir lokanta anlatacağım şimdi sizlere. Fıccın, gabın, velibah, tulen çorbası gibi insanın damağında güller açtıran yemekleri deneyimleyebileceğiniz Fıccın Restaurant. Bugüne kadar bu mekanı ziyaret etmediyseniz, mutlaka bu yazıyı okuyun derim.
FIREROOM ATAŞEHİR

FIREROOM ATAŞEHİR: BİR SOKAK LEZZETLERİ ŞÖLENİ

Ataşehir'de açılan Fireroom, fine dining dokunuşları ile sokak lezzetleri sunma trendinin en yeni temsilcisi. Hazer Amani'nin imzasını taşıyan mekanın kokoreç, burger, falafel, churros gibi farklı mutfakların ürünlerini bir araya getiren bir yapısı olduğunu özellikle vurgulamamız gerekiyor.