Falafel İnkase
Falafel İnkase

İNKASE: ANADOLU YAKASINDA ŞAŞIRTICI BİR LOKANTA

Fenerbahçe bölgesinde yeni açılan bir lokantadan bahsedeceğim bugün. Ben gittim ve açıkçası çok şaşırdım. Zira benim gibi etobur bir insanı bile şaşırtan cinsten “sağlıklı” yemekler servis eden bir restoranı bu kadar beğeneceğimi tahmin etmiyordum.
40 Shares
40
0
0

İnkase Beni Neden Şaşırttı?

Öncelikle İnkase hakkındaki bu şaşkınlığın kendi beğenilerimle alakalı olduğunu açık ve net bir şekilde vurgulamam gerekiyor. Genel olarak, pek çok insan gibi bedeniz de önyargıları ile hareket etmeyi seven bir kişiyim. Bu ülkemize özel bir davranış kalıbı değil kesinlikle. Dünyanın her yerinde insanların kendilerine “öğretilmiş” bazı davranış biçimlerine mahkum bir hayat yaşadıklarını söylemek mümkün.

Benim de söz konusu yemek olduğunda, bazı kırmızı çizgilerim var elbette. Bu çizgiler, zaman içinde deneme-yanılma yöntemi ile ortaya çıktı hiç şüphesiz. En belirgin olan sınırım ise, “sağlıklı” beslenme konusunda. Kafamda oluşan, “sağlıklı yemek lezzetsizdir” kalıbı, elbette seneler içinde deneyimlediğim bazı yemeklerin bende bıraktığı izlerden kaynaklanıyor. Ben -evet inanmayacaksınız biliyorum- ama sağlıklı yemek yiyorum aslında. Bunu keyfim için değil, sağlığımı biraz olsun düzeltmek için yapıyorum ama. Lezzet birinci planda değil hiç bir zaman.

İnkase Dış Mekan
Dış Mekan

Konumuza dönersek, kafamda böyle önyargılarla hareket ettiğim apaçık ortadayken, karşıma çıkan İnkase, beni bir hayli şaşırttığı için bu girizgahı yaptım. Çünkü onların sloganı “sağlıklı yemek de lezzetlidir!”  Kısacası vejetaryen, vegan, glutensiz, doğal, sağlıklı yemeklerle insanın başını döndüren değişik bir işletme İnkase. İsminden de bir miktar anlaşılabileceği üzere, yemekler burada kasede sunuluyor. Bu estetik açıdan güzel bir uygulama ve aynı zamanda insana işlevsel olarak da kolay yeme rahatlığı sunuyor.

Kısaca İnkase Hakkında

Temmuz 2018 tarihinde kurulmuş; yani çiçeği burnunda bir lokanta. Bana kalırsa zor bir yerde, Fenerbahçe’nin Dalyan’a bağlandığı cadde üzerinde yer alıyor. Burada enteresan bir istatistik var lokantalarla ilgili. Başarılı olanlar çok yükseliyor. (örneğin Misina), başarısız olanlar saman alevi gibi ortadan kayboluyor. (o kadar çok var ki).

Mekan keyifle döşenmiş, basit, sade, ama uyumlu bir atmosfer yaratılmış. Son senelerde birçok lokantada eklektik bir yaklaşımla, kaostan düzen yaratma felsefesi ön plana çıkıyor. Ben de beğeniyorum açıkçası. Burada gerçekten düzen ve simetri hakim. İnsanın gözünü yormayan, sağlıklı ve yeşil bir yaşam mesajı veren bir oturma düzeni yaratılmış. Bir lokantanın sloganı ve mesajı ile paralel bir dekorasyona sahip olması bence önemli bir başarı. İnkase’nin logosunda bile bunu görmek mümkün.

İnkase İç Mekan
İç Mekan

Mekan büyük bir oturma alanına sahip değil, genişleme imkanı yok, lakin bölgenin meskun mahal olduğu göz önüne alınırsa, yakın zamanda başlayacakları paket servisi ile iş hacimlerini iki katına çıkacakları garanti gibi.

İnkase’nin müşteri kitlesi de, önemli bazı bilgiler sunuyor bize. Burada bulunduğum süre içinde, ağırlıklı olarak kadınların ziyaret ettiği bir lokanta olduğunu gördüm diyebilirim. Demek ki, benim gibi, toplumdaki diğer bazı erkeklerin de zaman içinde sağlıklı yemekler konusunda önyargılarını kırmaları gerekiyor.

İnkase Dış Mekan
İnkase Dış Mekan

Bir de ufak not: Burada oluşan markanın agresif olmayan bir büyüme stratejisi içinde olacağını, eğer başarılı olursa birkaç yerde daha açacağını öğrendim. Bunu franchise olmadan yaparlarsa başarılı olacaklarını düşünüyorum.

İnkase Menüsüne Bir Göz Atalım

Burada yemeğe bir çorba ile başladım hiç düşünmeden. Benim gibi bir “çorba insanı”na daima değişik çorbalarla gelindiğinde bir ayrı mutluluk ortaya çıkıyor. İnkase’de içtiğim Brokoli Çorbası’ndan bahsediyorum. Kefirli ekşi krema ile tatlandırılmış, kabak çekirdeği ve dilim turp ile şenlendirilmiş bu çorbanın yoğunluğu çok dengeliydi. İçerken bana çok hoş gelen kabak çekirdekleri, turp ile birleşince ciddi bir sürpriz oldu. İçtiğim en güzel brokoli çorbasıydı bu. Yanında gelen Fransız bageti de çok güzel bir katkı sağlamıştı.

İnkase Brokoli Çorbası
İnkase Brokoli Çorbası

Ardından Avokado & Somon Füme isimli başlangıç ile yolculuğa devam ettim. Ekşi mayalı ekmek üzerine pancarlı guacamole sürülmüş, onun üzerine  de somon füme, dereotu ve kapari yerleştirilmişti. Somon füme ve kapari gibi kuvvetli lezzetlerin gölgesinde kalan pancarlı guacamolenin alamet-i farikasını anlamak için onu tek başına yemem gerekti. İnkase’de çok sevilen pancarın nefis bir karışım yaratmakta kullanıldığını gördüm. Bu yemekte daha çok taşıyıcı rolü üstlenen bu denemenin gerçekten lezzetli olduğunu düşünüyorum.

İnkase Avokado & Somon
İnkase Avokado & Somon

İnkase’de ikinci başlangıç durağım Lahana Taco oluverdi.  Buharda pişirilmiş lahana yapraklarına sarılmış, “sous vide” tavuk, kırmızı lahana coleslaw, salatalık ve yanında sarımsaklı aioli sos… Öncelikle sous vide içinde bir parantez açalım: Vakumlanan et-tavuk-balık -ya da her ne isterseniz- suya daldırılır ve kontrollü bir sıcaklık derecesi ile pişirilir. Vakum muhafazanın içinde pişen yemek, lezzetinden hiçbir şey kaybetmez, her şey içeride kalır. Özellikle tavuk göğüs gibi yiyecekler için ideal pişirme yöntemi bana kalrısa. Lahan taco ise, özellikle yanındaki sos ile damakta coşku yaratan bir hale bürünüyordu.

İnkase Lahana Taco
İnkase Lahana Taco

Sonra mekanın esas oğlanları diyebileceğimiz kasede sunulan ana yemeklerinden bazılarına geldi sıra. Zoodle İnkase ismini verdikleri, kabak spagetti, kaju pesto sos, avokado, ızgara karnıbahar, kabak çekirdekleri ise süslenmiş güzel yemeği denedim. Bana kalırsa özellikle sıcak günlerde insanları iyiden iyiye serinletecek, ferahlatacak ve mutlu edecek bir karışım olmuştu. Kabağı bu şekilde uzun uzun kesip “pasta” süsü vermek bir süredir rastladığımız bir şey olsa da, buradaki hali doruk noktasıydı diyebilirim.

Zoodle İnkase
Zoodle İnkase

Bir diğer ana yemek, Falafel İnkase dedikleri muhteşem karışımdı. İçinde dört mevsimi yaşayabileceğiniz bu kaseyi şöyle anlatayım: Usulüne uygun falafel topları, gerçekten nefis bir nohut piyazı (uzun zamandır yediğim en güzel piyaz), incecik, ama damakta infilak eden pita, tahinli yoğurt, insanın başını döndüren zerdeçallı humus ve fırınlanmış kırmızı pancar. Daha ne isteyebiliriz bilmiyorum. Bunların içinde humusun ideal bir rakı mezesi olduğunu özellikle belirtmeliyim. Mekanda alkol bulunmuyor, ama olsaydı bu yemeği kaşık kaşık yerdim yanında.

Falafel İnkase
Falafel İnkase

Üçüncü ve son yemeğim ise Uzakdoğu İnkase oldu. Teriyaki soslu sous vide tavuk, edemame, sebzeli noodle, istiridye mantarı, brokoli, taze kişniş, acı kırmızı biber, susam ile hazırlanan bu kasede tavuğun lezzeti ve altındaki noodle’ın büyük coşkusu aklımda kaldı.

Uzakdoğu İnkase
Uzakdoğu İnkase

Finali ise İnkase’de Smoothie adını verdikleri kaselerden birisi olan Kırmızı Bowl ile yaptım. Mekanda ziyadesiyle tatlı bulunmasına rağmen bu kuvvetli karışımı tatlı niyetine yediğimi özellikle belirtmem lazım. İçinde ev yapımı ballı granola, kuru meyve, pancarlı (!) yoğurt, muz, çilek, erik, çiya tohumu bulunan bu çalışma, tam bir “şampiyonların kahvaltısı” özelliğini taşıyordu. Ben tatlı niyetine yesem de, ana yemek, ya da basbayağı kahvaltı olarak da değerlendirilebilecek bir kombinasyondu. Çok sevdim.

İnkase Kırmızı Bowl
Kırmızı Bowl

Sonuç: Yolun Açık Olsun İnkase!

Ben çok sevdim. Hem lezzetlerini, hem de bakış açımı basbayağı değiştiren yaklaşımlarını. Burada yazımda anlatmadığım, belki de başka bir yazının konusu olabilecek kahvaltılıklarının da bulunduğunu ufak bir not olarak düşelim.

Bence İnkase’nin önü açık. Bir boşluğu yüksek kalite ile doldurmuş gözüküyorlar. Denemenizi kesinlikle tavsiye ediyorum.

İnkase
Fenerbahçe Mahallesi,
Fenerbahçe mah, Dr. Faruk Ayanoğlu Cd. no:31, 34726, Turkey

40 Shares
Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

You May Also Like

1924 Rejans Restaurant

TOKİSTANBUL Bugün eski İstanbul’dan pek bir şey kalmadı elimizde. “Nerede Direklerarası’ndaki o eski Ramazanlar?” gibisinden bir şeyler geveleyip,…
Olden 1772

OLDEN 1772 : O İhtişama Bu Yemekler Olmuş Mu?

Olden 1772 'yi beylik sözlerle anlatmak bir hayli zor; "Babil'in Asma Bahçeleri" mi desem, "Roma'nın Son Günleri" mi diye sayıklasam? Bilemiyorum! Öyle bir ortam düşünün ki, içine girdiğinizde kendinizi insanoğlunun başarıları karşısında alabildiğine ufacık hissedeceksiniz. Öyle bir parıltı girdabına kapılacaksınız ki buraya adım attığınızda, bunu inşa eden o yaratıcı beynin kıvrımlarına aynı anda hayranlık, gıpta, kıskançlık, sevgi ve öfke ile bakakalacaksınız.

Mürver Restaurant : İstanbul’un En İyisi

Mürver Restaurant hiç şüphesiz İstanbul'un en keyifli, lezzetli ve başarılı restoranı. Burada kendimi mutlu ve huzurlu hissediyorum. Tatlardaki istikrar ve ustalık, her ziyaret edişimde beni şaşırtıyor. Novotel'in tepesindeki bu muhteşem manzaralı mekanı en kısa sürede ziyaret ediniz.
Fıccın

Fıccın Restaurant: Eşi Benzeri Olmayan Bir Dünya

İstanbul'da, hatta belki de Türkiye'de Osetya yemeklerinin en güzel örneklerini sunan mükemmel bir lokanta anlatacağım şimdi sizlere. Fıccın, gabın, velibah, tulen çorbası gibi insanın damağında güller açtıran yemekleri deneyimleyebileceğiniz Fıccın Restaurant. Bugüne kadar bu mekanı ziyaret etmediyseniz, mutlaka bu yazıyı okuyun derim.
FIREROOM ATAŞEHİR

FIREROOM ATAŞEHİR: BİR SOKAK LEZZETLERİ ŞÖLENİ

Ataşehir'de açılan Fireroom, fine dining dokunuşları ile sokak lezzetleri sunma trendinin en yeni temsilcisi. Hazer Amani'nin imzasını taşıyan mekanın kokoreç, burger, falafel, churros gibi farklı mutfakların ürünlerini bir araya getiren bir yapısı olduğunu özellikle vurgulamamız gerekiyor.