Mancar Restaurant

38 Shares
38
0
0

Bugün sizlere hem Alaçatı’da deneyimlediğim Mancar Restaurant‘tan “biraz” bahsederken, hem de kendi kişisel zevklerim hakkında ahkam keseceğim.

Bugünün teması bu. Yani derinlemesine yemek analizi beklemeyin. Kafamda başka bir şeyler var.

Ama öncelikle şunu söylemeliyim: Mancar Restaurant‘ın İzmir’deki yerine gitmedim, orayı bilmiyorum. Yazdıklarım Alaçatı’yı anlatacak, şimdiden not düşüle!

Mekanı sevdim. Çok dingin, hoş dekore edilmiş, hatta ortasından geçen ağaç sayesinde doğayla da iç içe bir görünüm sergiliyor. Arkada hafif bir müzik, teşkilatlı bir bar, seçkin bir atmosfer… Müşteri kitlesi de bununla uyumlu. Fine dining fikrine uygun yaratılmış şık bir paket.

Mancar Restaurant‘ın Executive şefi Yılmaz Öztürk, genç, heyecanlı, enerjik, ne yaptığını bilen, ama her şeyden önemlisi işine aşık bir adam. Sadece bu bile saygı duymak için yeterli. Vıcık vıcık pop kültürünün adı üzerinde “popüler” tabiriyle, “Ne yaparsan yap, aşk ile yap” demişler. Aynen öyle. Tasarladığı yemekleri anlatırken gözü ışıldayan bu adamı sevdim ben.

Mancar Restaurant‘ta yemekleri menüden arzunuza göre seçebileceğiniz gibi, yeni nesil “Avrupai” işletmelerimizin bir kısmında olduğu gibi “Tadım Menüsü” de var. Bu uygulamaya bayılan bir kişi olarak bendeniz de, hiç düşünmeden, mümkün olduğunca çok tabak görebileceğim bu uygulamaya dahil oldum.

Yemeklerle ilgili listeyi sizinle paylaşmadan önce bir ufak not: Ben gittiğimde tadım menüsü ile “şarap eşleştirme” gibi bir seçenekleri yoktu. Bunu kendi görüşüm doğrultusunda bir eksiklik olarak vurgulamalıyım.

Neler mi yedim?

OLYMPUS DIGITAL CAMERA

OLYMPUS DIGITAL CAMERA

OLYMPUS DIGITAL CAMERAOLYMPUS DIGITAL CAMERA

 

 

 

 

 

 

OLYMPUS DIGITAL CAMERA

  1. Şefin Başlangıç Tabağı
  2. Karides, salatalık ve sakız kabak dilimleri
  3. Kaya koruğu sirkesi eşliğinde tuzda kurutulmuş dana bonfile, arap saçı otu kreması, siyah çikolata ile
  4. Kalamar, sübye bezeleri, köz patlıcan ve ot kıtırları, kırmızı soğan reçeli, kidonya kreması ile
  5. Deniz kıyısı bitkileri, balık suyu ile
  6. Asit: Kendi bahçelerinin ekşi ve tatlı meyvelerinden damak hoşluğu
  7. Katmerli dana kuyruk, keçi yoğurdu sosu, tatlı biberli tereyağı ile
  8. Limonlu mereng, Çeşme limonu kreması, Alaçatı nanesi dondurması, taze kekikli bisküvi kırıntıları ile

Bu tek kişilik menünün fiyatı 145 TL olarak yansıdı bizlere. Yediklerim içinde karides, tuzda kurutulmuş bonfile gibi çalışmalar çok lezzetliydi.

Ama Mancar Restaurant‘ın katmerli dana kuyruğu tek kelimeyle olağanüstüydü. İddialı konuşmayı sevdiğim için zaman zaman eleştiriliyorum, ama şunu söylemeliyim: Bu lokantadaki diğer her yemeği standartın üstünde bulsam da, tıpkı Barselona’da olduğu gibi, burada da bir tane Messi var! Dana kuyruğunun lime lime olan, ağızda beni inanılmaz yolculuklara çıkaran dokusu mu, keçi yoğurduğun enfes tadı mı, katmerin büyüsü mü, bilemiyorum. Bu yemek olmuş! Yenmemesi kayıp bana kalırsa.

OLYMPUS DIGITAL CAMERA

OLYMPUS DIGITAL CAMERA

OLYMPUS DIGITAL CAMERA

Mekanı sizlere kesinlike tavsiye ediyorum. Baştan aşağı özen gösterilmiş, tasarlanmış, bilerek isteyerek başarıya koşan bir lokanta. Şefi de çok yetenekli!

Şimdi gelelim Anadolu Rock meselesi konusunda görüşlerime.!!!

Bunları yazmak için uzun süredir bekliyordum belki de, sırası şimdi geldi galiba. Mancar’da yediğim bazı yemeklerin tetiklediği bir duyguyu sizlerle paylaşmam için iyi bir fırsat olduğunu düşünüyorum. Kimseyi bayıltmadan görüşlerimi maddeler halinde yayınlayacağım.

  • Anadolu’nun bağrından kopan ve iyi tarım yapılarak üretilmiş malzemelerin lokantalarda kullanılmasını, şeflerin bu harekete destek olmalarını harika buluyorum! Ben de tarım ve hayvancılığın canına okunduğu bu ülkenin özüne dönerek değerlerini kucaklamasını destekliyorum. Sonuna kadar varım.
  • Benim gözlemlediğim (ama biliyorsunuz ben kör cahil bir adam sayılırım konunun uzmanların yanında) Mehmet Gürs’ün Miklası, Maksut Aşkar’ın Neolokali, Civan Er’in Yeni Lokantası, Kemal Demirasal’ın Alanchası ve tabii ki son ziyaretimde anladığım kadarıyla Mancar Restaurant, bu fikri kucaklıyorlar. Buna da sonuna kadar varım. Her bölgenin kendi özgün malzemesi mutfaklara dönmeli, kullanılmalı ve önümüze gelmeli. Harika!
  • Peki sıkıntı nerede? İşte uzmanların (ben değil, uzmanlar!) nitelendirmesiyle 70’li senelerde Anadolu Rock diye adlandırılan akım burada devreye giriyor. Türküleri, ağıtları, melez ve nereye ait olduğu çok belli olmayan bir lisanı alıp arkasına elektrogitar koyularak yapılan, saçları, sakalları hippivari bir rocker edasıyla uzatıp üzerine kaftan, altına çarık giyen bir garip müzik akımından bahsediyorum. Seveni bol muydu? Çokkk… Ama unutulmamalı ki, tüm diktatörler halk tarafında sevilerek, seçilerek, çok oy alarak başa gelirler ve bu onların “iyi” olduğunu göstermez… 70 senelerde Anadolu Rock dinlemek yerine Led Zeppelin dinlemenin daha doğru olduğuna inanıyorum bu yüzden. (Tekrar ediyorum bu benim zevkim)
  • Yani, yukarıda sayılan lokantaların iddiası, bazı noktalarda bana çok zorlama geliyor. Kullanılan malzemenin bize özgü olmasının başka, Türk yemeklerini alıp batı standartlarıyla öpüştürmek ve Anadolu ve globalin bir araya gelmesi şeklinde sunmak başka… Bu bazen yenilikçikten ve deneysellikten çok yapaylığa dönüşebiliyor. Kimse kızmasın bana, bu bir hakaret değil. Çok uğraşıyorlar, çalışıp didiniyorlar, hayatlarını ve tüm enerjilerini bu işe veriyor şefler, biliyorum. Emeğin karşısında eğilip hepsinin ellerini öpüyorum. Ama keşkek yemek istersem, bu işin erbabı mekanlara giderim, hatta evde yerim. Ama bir tabağın içinde, uzaydan gelmişçesine kendine diğer yemeklerle birlikte yer bulan bir keşkek iğreti duruyor.

Denenmesin demiyorum. Dibine kadar denemeler yapılsın. Ben hoşlanamadım bir türlü. Bunu anlatmaya çalışıyorum.

Mancar Restaurant‘a ve şefine bayıldım. Buraya gitmenizi tavsiye ediyorum kesinlikle! Ama bu fikirleri yazmak dürtüsü, yine bu lokantada, o güzelim tütsülenmiş etin üzerine çikolata sos döktüklerinde aklıma geldi. Keşke sadece füme et olsaydı dedim ve bunları yazdım.

Senelerce çalışıp, gerçekten Anadolu mutfağını öğrenip, batılı terbiye alıp, “sanat eseri” sayılabilecek yemekleri çıkarıyorlar ortaya. Ama ben Kızıltoprak’ta köhne bir pasajın içinde yediğim bir lahmancundan daha çok zevk alabiliyorum.

Büyük ihtimalle bende bir terslik var 🙂

Mancar Restaurant
Yeni Mecidiye Mahallesi
Fahrettin Altay Caddesi
3021 Sk. No:2
Alaçatı, Çeşme İZMİR 35937
Tel:+90 (232) 716 9767
İletişim
info@mancar.com.tr
38 Shares
1 comment
Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

You May Also Like

1924 Rejans Restaurant

TOKİSTANBUL Bugün eski İstanbul’dan pek bir şey kalmadı elimizde. “Nerede Direklerarası’ndaki o eski Ramazanlar?” gibisinden bir şeyler geveleyip,…
Olden 1772

OLDEN 1772 : O İhtişama Bu Yemekler Olmuş Mu?

Olden 1772 'yi beylik sözlerle anlatmak bir hayli zor; "Babil'in Asma Bahçeleri" mi desem, "Roma'nın Son Günleri" mi diye sayıklasam? Bilemiyorum! Öyle bir ortam düşünün ki, içine girdiğinizde kendinizi insanoğlunun başarıları karşısında alabildiğine ufacık hissedeceksiniz. Öyle bir parıltı girdabına kapılacaksınız ki buraya adım attığınızda, bunu inşa eden o yaratıcı beynin kıvrımlarına aynı anda hayranlık, gıpta, kıskançlık, sevgi ve öfke ile bakakalacaksınız.

Mürver Restaurant : İstanbul’un En İyisi

Mürver Restaurant hiç şüphesiz İstanbul'un en keyifli, lezzetli ve başarılı restoranı. Burada kendimi mutlu ve huzurlu hissediyorum. Tatlardaki istikrar ve ustalık, her ziyaret edişimde beni şaşırtıyor. Novotel'in tepesindeki bu muhteşem manzaralı mekanı en kısa sürede ziyaret ediniz.
Fıccın

Fıccın Restaurant: Eşi Benzeri Olmayan Bir Dünya

İstanbul'da, hatta belki de Türkiye'de Osetya yemeklerinin en güzel örneklerini sunan mükemmel bir lokanta anlatacağım şimdi sizlere. Fıccın, gabın, velibah, tulen çorbası gibi insanın damağında güller açtıran yemekleri deneyimleyebileceğiniz Fıccın Restaurant. Bugüne kadar bu mekanı ziyaret etmediyseniz, mutlaka bu yazıyı okuyun derim.
FIREROOM ATAŞEHİR

FIREROOM ATAŞEHİR: BİR SOKAK LEZZETLERİ ŞÖLENİ

Ataşehir'de açılan Fireroom, fine dining dokunuşları ile sokak lezzetleri sunma trendinin en yeni temsilcisi. Hazer Amani'nin imzasını taşıyan mekanın kokoreç, burger, falafel, churros gibi farklı mutfakların ürünlerini bir araya getiren bir yapısı olduğunu özellikle vurgulamamız gerekiyor.