Önce Mürver Restaurant’ın Yerinden Başlayalım
Mürver Restaurant ‘a girerken şunu düşündüm: Bu şehirde beni en korkutan lokanta tipi, manzarası olağanüstü olan, leb-i derya tabir edilen mekanlar sevgili dostlar. ‘Neden’ derseniz, kapılarından girip masama oturduğum andan itibaren içimi bir endişe alıverir. Zira bu kulunuz nice işletmeler görmüştür salt manzarasına güvenip müşterilerine gastronomik vasatlıklar sunan.
Demek istediğim, pek çok mekan sahibi için iyi manzara insanların orayı ziyaret etmesi için yeterli bir sebep sayılıyor. Gerisini boş veriyorlar. Üstelik de standardın altında olan yemekleri inanılmaz fiyatlara sunuyorlar. Açık konuşmak gerekirse bir tepki gelmiyor müşterilerden de. Alan memnun, satan memnun; şehrin en popüler yerlerinde arz-ı endam eylemenin keyfi onlara yetiyor.
Mürver Restaurant’a adımımı attığımda, salt bu önyargımdan ötürü biraz tedirgin oldum, zira manzara o kadar muhteşem ki, haliyle ‘Acaba yemekler, Sarayburnu ve Kız Kulesi arasında gidip gelen bu şaheserin gölgesinde kalır mı?’ diye düşünmekten kendini alamıyor insan…
Zeki okurlar yazının başlığına bakarak cevabı bulmuştur. Benimkisi hiç sürprizi olmayan, içeriğini baştan ele veren bir değerlendirme; ama yapacak bir şey yok. Mürver Restaurant, benim nezdimde tek kelimeyle muhteşem bir deneyim sundu. Bu nedenle, yazının sonuna sakladığım bir sürpriz bulunmuyor.
Mekan Novotel Karaköy‘ün tepesinde yer alıyor. Son dönemin popüler coğrafyası olan Galataport’un hemen arkasında. Bana kalırsa her açından mükemmel bir konuma sahip. Hem nefis bir manzarası, hem de şehrin yeni cazibe merkezinin tam ortasında olma durumu mevcut.
Bu manzaraya bakarak yemek yemenin keyfi bir başka güzel, lakin yemek öncesi, ya da sonrası bir kokteyl içmek de güzel bir seçim olabilir. Mürver Restaurant, bu anlamda da çok güzel bir atmosfer sunuyor.
Mürver Restaurant’ın Muhteşem Atmosferi
Dilimize hunharca giren ‘ambiyans’ kelimesini kullanasım geldi bu bölüme geldiğimizde. Açıkçası bir restoranı değerlendirirken, yemekleri kadar, ortamı da benim açımdan önem taşıyor.
Yazımın ilk paragrafı ortamın müthiş bir manzara ile kutsandığını zaten anlatıyordu, lakin işin bir de ‘kapalı alan’ boyutu mevcut. Hiç şüphesiz, iç mekan, ya da salon olarak da İstanbul’un en cazip lokantalarından birisi ile karşı karşıyayız Mürver Restaurant söz konusu olduğunda.
Yemekler, muazzam bir açık mutfakta, tüm ziyaretçilerin görebileceği şekilde, büyük bir coşkuyla yapılıyor. Mekanın felsefesine uygun şekilde odun ateşinde pişen etler, balıklar, deniz mahsülleri, adeta insanın başını döndürüyor.
İnsan salt bu ritüeli izlemek için bile Mürver’in iç mekanında bir masa ayarlayıp kendinden geçebilir. Benden söylemesi. Büyüleyici bir deneyim bu!
Salon kısmı gayet geniş, oturma düzeni rahat, insan büyük bir kalabalık ortasında olmasına karşın (Mürver hep dolu çünkü) bir saniye bile bunalmıyor. Burada harika bir ahenk kurulmuş bana kalırsa.
Ve şunu da söyleyelim; iç mekan bölümünden de müthiş manzaranın keyfine varabiliyor ziyaretçiler. O bakımdan, Mürver’in her masası değerli. ‘Chef’s Table’ da aynen bu şekilde tavsiye edeceklerim arasında.
Mürver Restaurant’ın Felsefesi
Buraya, Mürver Restaurant’ın kendi kelimeleriye mottosunu koymakta yarar var:
Mevsimleri,
Bir masa etrafında buluşmayı,
Kahkahanın eşlik ettiği kadeh seslerini,
Yemeği, -haliyle ateşi…
Paylaşmayı ve eşitliği,
Anlamayı. Olduğu haliyle sevmeyi. Denemeyi,
Toprağın, suyun, güneşin ve emeğin hayat verdiği malzemelerle
yemek mucizesini ve yöreselliği konuşmayı,
Öğrenmeyi, değişmeyi ve çeşitliliği…
seviyoruz.
Aynen böyle demişler web sitelerinde. Son dönem Türkiye’nin farklı lokasyonlarında eş zamanlı olarak ortaya çıkan ateşten, denizden ve topraktan doğmak fikrini restoran felsefelerinin içine yerleştirmişler. Mevsimsel, doğal, yerel malzeme ile çalıştıklarını da vurgulamışlar.
Benim fikrim ise, parlak fikirler konusunda aşırıya kaçmadan mükemmel bir inovasyon yaptıkları ve bunu gerçekleştirirken bizim toprağımızın ve denizlerimizin ürünlerini kullanarak müthiş bir yaklaşım gerçekleştirdikleri yönünde.
Kendi deyişleriyle Ateş, hikayelerinin başkahramanı. Deniz, mutfaklarının en vazgeçilmez kaynağı. Toprak ve Anadolu, mahsulleri, malzemesi, yetiştirenlerin emeği ve tarifleriyle en büyük mucizesi.
Mürver Restaurant’ın Şefi Mevlüt Özkaya
Mürver Restaurant’ı anlatırken muhakkak mekanın şefi Mevlüt Özkaya için de bir paragraf açmakta yarar var.
Aşçılık konusunda eğitim almış, pek çok deneyimi bulunan, 2017 senesinde açılan Mürver’in kurucu şefleri arasında yer alan, Mevlüt Özkaya 2021 senesinden bu yana Mürver Restaurant’ta ‘Head Chef’ olarak görev yapıyor.
Restoranların başında kim varsa, onun ruhu mekanlara da siniyor desek yeridir. Mevlüt Şef’in inanılmaz pozitif enerjisi, Mürver’in her köşesinde hissediliyor. Tatlı-sert disiplinini ve güleryüzünü, bilgisi ve yaratıcılığını fark etmemek mümkün değil.
İşini severek yapan insanlardaki o huzurlu ve dingin hava, şefin tavrında mevcut ve mekanın başarısında önemli bir rol oynuyor bana kalırsa.
Ekibi de kendisi gibi işini seven kişilerden oluşuyor Mevlüt Şef’in. Yoğun ateşin yarattığı ısıya aldırış etmeden mutlu-mesut işlerini yapan bu insanları kutluyorum.
Bir parantez de salon ekibine… Deneyimli ve ne yaptığını son derece iyi bilen kişilerden oluşan bu ekip, yaptığım ziyaretlerde gayet bilgili ve yönlendirici tavırlarıyla doğru seçimler yapmamı sağladılar. Onlara da bir alkış.
Sıra Geldi Mürver Restaurant’ın Yemeklerine…
külde ahtapot
ılık Ege salatası | sumak | isot | nar ekşisi ile…
Tam anlamıyla bir saygı duruşunu hak eden bu güzellik, ahtapotun ne sert, ne de yumuşak, tabir-i caizse tam kararında pişmesinden kaynaklanan muazzam bir dokuya sahip. Bugüne kadar yediğim en iyi ahtapotlardan. Mürver Restaurant’ı ziyaret ettiğinizde mutlaka sipariş etmelisiniz.
mangalda sucuk
14 gün dinlendirilmiş acılı sucuk | közde patates ezmesi | çengelköy salatalık turşusu ile…
Kuzey Afrikalıların Merquez sosislerini andıran bir dokusu ve tadı var. Doğal olarak onlar kadar baharatlı ve acı değil. Etin tadını hissederek sucuk yemek isteyenler için biçilmiş kaftan. Pidesi ve turşusu muazzam.
ardıç tütsülü kuru antrikot
közlenmiş deveci armudu | acılı “Sürmene” peyniri ile
Çok zarif bir başlangıç. Özellikle kuru et sevenler için ideal bir seçim. Armudun böyle bir lezzete yakışması ise benim açımdan ciddi bir sürpriz oldu diyebilirim.
isli ege çuprası
soka biberi turşusu | kırmızı soğan | ‘’Sultaniye’’ bezelye | iç bakla
İşte bir bomba daha. Damakta çok kuvvetli diyebileceğim bu lezzete ancak soka biberi turşusu gibi coşkulu bir tat eşlik edebilirdi. Tek kelimeyle bayıldım.
kokoreç
baharatlı lavaş | biber turşusu ile
Böyle bir restorana, bu kadar lezzetli bir kokoreç yakışırdı. Ağzımda dağıldı ve inanın bana tadı uzun süre orada kaldı. Sakatat fanatikleri için adeta bir bayram diyebilirim.
dana kuyruğu katmer
katmer | keçi yoğurdu | acı yağ ile
Külde ahtapot için düşündüklerimi bu yemek için de tekrarlamam gerekiyor. Tam bir başyapıt. İnsanın başını döndüren bir karışım ve denge… Keçi yoğuruna mı övgüler düzsem, katmere mi bayılsam, yoksa dana kuyruğumun efsane lezzetine mi şaşırsam bilemedim. Bu üçü bir araya geldiğinde uzun yıllardır yemediğim güzellikte bir sanat eseri ortaya çıkmış. Tebrik ederim!
taş fırından levrek
alabaşlı köy eriştesi | balıkçı salatası | fasulye | bebek patates
Tamam levrek güzel, iyi hoş da, o balıkçı salatası nedir? Ve tabii ki köy eriştesi de… Bu yemeği bu denli lezzetli kılan nedir diye sorulduğunda, bu muhteşem dokunuşlar hiç şüphesiz diye yanıt verebilirim.
karidesli beyaz darı pilavı
karides | beyaz mısır | körpe ıspanak
Şimdi bu yemekten bahsetmezsek ve elbette onu övmezsek büyük haksızlık olacak. Bendeniz bu güzelliğe tam puan verdim. Karideslerin büyüklüğüne bir bakınız… Tek kelimeyle bir bayram bu deniz mahsülü sevenler için.
menengiç
‘’Menengiç’’ kahvesi / karadut / çilek karlama / file badem
Menengiç Mardin’e ilk gittiğimden beri sevdiğim bir güzellik. Bu tarz bir tatlı içinde kullanıldığını da ilk defa gördüm desem yeridir. Damakta adeta infilak ediyor. Ve tarafımdan tavsiye ediliyor doğal olarak.
yanık sütlaç
Fırın sütlaç dondurması / karadut ezmesi / kekikli kıtır
Mekanın imza lezzetlerinden birisi daha. Hafif ver yanık bir sütlaç deneyimi. Geleneksel bir tatlının, modern dokunuşlarla, özünü bozmadan yorumlanması. Sütlü tatlı seven ve yemeği hafif noktalamak isteyenler için doğru seçim.
Sonuç: Mürver Restaurant Kaç Yıldız Alır?
Lafı uzatmayalım sevgili dostlar. Madem Michelin yıldızları bizim memleketin lokantalarına da verilecek, o zaman tartışmamız gereken kaç yıldız alacağı olmalı. Bir talihsizlik yaşanırsa, tek yıldız, her şey benim deneyimlerime paralel giderse iki yıldız diyorum ben.
Ve bu projenin arkasında olan herkese teşekkür ediyorum. Zevklerin köreldiği bir ülkede adeta bir vaha inşa edilmiş…
Tebrikler!!!
Mürver Restaurant
Kemankeş Karamustafa Paşa, Novotel Istanbul Bosphorus teras katı, Caddesi No:57-59, 34425 Beyoğlu/İstanbul