HIZLA GELİŞEN ARNAVUTKÖY GERÇEĞİ
Bazı gelişimlerden kaçamıyor insan. İstanbul’da yaşıyorsanız eğer, tuhaf bir şekilde, kentin cazibe merkezlerinin dönemsel olarak yer değiştirdiğini fark edersiniz.
Gelişmiş ülkelerde ve şehirlerde çok rastlanmayan bir durumdur bu. Sanki kentin içinde dolaşan bir grup vampir, belirli bir bölgeye çöreklenip onun damarlarındaki kanı emmekte ve rahatlamaktadır. Sonra, iyice rahatladıktan sonra, artık posası çıkmış bu bölgeyi fırlatıp atmakta, yeni bir yere, taze bir kurbana geçmektedir.
Daha yakın zamanda “Karaköy bir harika dostum!” diye haykıranların, şimdilerde “Karaköy bitmiş!” nidalarıyla dolaşmasını gördüğünüzde, ne demek istediğimi gayet iyi anlarsınız.
Anavutköy, bu duruma biraz istisna teşkil ediyor olsa da (zira yeme içme açısından hep renkliydi), son dönemde buna gece hayatı da ekleniverince iyice yıldızlaştı İstanbul semalarında.
Bu trendin içinde açılan mekanları takibe aldık biz de. Bazıları göz boyamaktan öteye gidemezken, kimileri vizyonu ve hedefleri ile bizi keyiflendirdi. Bugün ikinci gruba giren, hoş bir deneyim yaşadığım Roffa Brasserie & Bar‘dan bahsedeceğim sizlere.
ROTTERDAM İLE KARS BİR ARAYA GELİRSE NE OLUR?
Başlık doğrudan Roffa Brasserie & Bar ‘ın sahibi Harun Saki‘ye işaret ediyor sevgili dostlar. Kendisi uzun seneler Rotterdam’da yaşamış bir kişi olarak ülkesine döndüğünde, Roffa Brasserie & Bar’ı açıvermiş Arnavutköy’de. Aslen Karslı olduğu için de, menüde kaz bulunması çok doğal karşılanmalı.
Mekanın ismi de Harun Bey’in geçmişine bir gönderme aslında. “Roffa” kelimesi halk arasında Rotterdam’a verilen isimmiş öğrenebildiğimiz kadarıyla.
Roffa Brasserie & Bar’ın şefi ise yine tanıdık bir isim. Galliard’daki işine hayranlık duyduğumuz, daha önceki işlerinden deneyimini çok iyi bildiğimiz Turgut Ay.
Mekan Arnavutköy’ün tam kalbinde olduğundan bulmanız gayet kolay diye düşünüyor, ayrıca bir tarif yapmaya gerek duymuyorum.
TADIM MENÜSÜNÜN DETAYLARI
Sevgili dostlar, Roffa Brasserie & Bar‘ın bizleri ağırladığı gece zengin bir menüden etkileyici yemeklerle karşılaştık. Bunları sizlerle paylaşmak istiyorum şimdi.
Izgara Enginar
Galiçya Ahtapot
Ezme Köfte
Risotto Arancini
Sebze Çıtırları
Kaz
Balkabaklı Creme Brulee
Kestaneli Tramisu
Bu yediklerimden Izgara enginarın çok zarif bir açılış olduğunu, Galiçya usülü ahtapotun gerçekten tam da olması gerektiği kıvamda karşımıza çıktığını ve sebze çıtırlarının beni benden aldığını belirteyim. Özellikle o çıtırları yerken kendimden geçtim.
Arancini insanı değilim daha önce burada belirttiğim gibi, bu sebepten o bana pek hitap etmedi.
Kaz ise gerçek bir yıldızdı. Riskli bir et olan kaz etini, dışı gayet çıtır, içi de yumuşak yapmayı becermişti şef. Üstelik de şaşırtıcı bir yorumla, risotto yatağında getirmişlerdi. Çok beğendim.
Tatlılardan ise, her ikisi de hoş ve hafifti, lakin ben oyumu creme brulee’den yana kullanacağım sanırım.
SONUÇ: ÜMİT VERİCİ BİR AÇILIŞ
Roffa Brasserie & Bar doğru hamlelerle iyi bir giriş yaptı bence piyasaya. Konumu, yemekleri ve felsefesi benim düşüncelerimde örtüştü diyebilirim.
Bu anlamda, özellikle şehrimizde kaz yiyebileceğiniz sayılı yerlerden birisi olduğu için mutlaka denemeniz gerektiğini söyleyebilirim.
Roffa Brasserie & Bar
Arnavutköy Mahallesi,
Francalacı Caddesi, No 24, Beşiktaş, İstanbul