Arnavutköy pek hareketli bu aralar… Sadece tanıdık bildik balıkçıları sebebiyle değil, daha geniş bir yelpazede ürünler sunan yeni mekanları nedeniyle de. İşte bunlardan biri de Whisper İstanbul.
Ön tarafında o çok iyi bildiğimiz harika Arnavutköy-Boğaz manzarası, arka bölümünde ise daha samimi, açıkta oturabileceğiniz, bir hayli hareketli bölümü ile dikkat çekiyor bu güzel lokanta. Bendeniz de, yaptığım ufak ziyaretin izlenimlerini sizlerle paylaşmak istiyorum hiç vakit kaybetmeden.
Mekanın servis kalitesi, o harala gürele içinde sunduğu vale hizmeti, tazeliği, müzik seviyesi, müşteri kalitesi gerçekten tam not alacak cinsten. Biraz herkesin birbirini tanıdığı mahalle lokantası havası da var. Bu seviye bir yerde, bu samimiyetin yakalanması çok hoş bence. Az bulunur bir nimet hatta. Mekanın atmosferine 10 numara vererek başlayalım o zaman.
Ben Serafad usüslü pırasalı köftesi ile girdim mevzuya. “Pırasadan Hazzetmeyenler Kulübü”nün bir mensubu olarak, hayretlere gark olarak bir nefeste sildim süpürdüm kendisini. Bunca yıllık düşmanlığımı sorgulatan bu çalışmayı deneyimlemenizi şiddetle tavsiye ederim.
Ayrıca mini mücver dedikleri, yanında manda kaymağı yoğurdu ile servis ettikleri (ve damağım beni yanıltmıyorsa içinde hoş bir peynir de olan) güzel mi güzel bir tabak geliverdi sofraya Whisper İstanbul ‘da.
Whisper İstanbul’un bir diğer girizgahı da, onların Ponpon Karides dediği, muhtelif lokantalarda dragon shrimp gibi isimler alan, ama onlara göre daha az acı ile taçlandırılmış karides tabağı idi. Benden tam not aldı. Damağımda şen bir patlama oldu adeta.
Bir sonraki durağım ise Seafood Taco oldu Whisper İstanbul mönüsünü denerken. Bana kalırsa standardın üzerindeydi, ama önce yediklerime göre bir miktar gölgede kalmıştı.
Whisper İstanbul ‘un atıştırmalıklar mönüsünü tükettikten sonra başlangıçlara yelken açıverdim. Önce trüflü patates kızartması ve sarımsaklı kıtır ekmek ile servis edilen Steak Tartar ile şenlendirdim damağımı. Bence gayet dengeliydi.
Ardından da muhteşem ötesi bir Izgara Ahtapot indirdim mideye. Rezene ve zencefil sos dokunuşu ile tatlandırılmış bu yemek damağımda pamuk misali dağıldı.
Ana yemek faslında ise fırınlanmış yer elması, ıspanak ve kestane mantarı ile servis edilen Dana Madalyon ve Çin yufkası, salatalık, taze soğan ve Hoisin sos ile gelen Çıtır Ördek ile tadıma devam ettim. Dana madalyon ağızda dağılıyordu resmen, ördek ise bir zamanlar en sevdiğim yemeklerden biri olan Pekin ördeğinin anılarını canlandırdı zihnimde.
Bu kadar tuzlunun üzerine iki de tatlı deneyimlemek farz olmuştu Whisper İstanbul ‘da otururken. Önce Praline Feuilette, ardından tahinli Profiterol indirdim mideye. Benim gibi tahine uzak duran bir adamı bile baştan çıkartan profiterol favorim olarak kayıtlara geçiverdi hemen.
Sonuç: Yemekleri sevdim, ortamı sevdim, yaklaşımı sevdim. Tavsiye ederim, gidin bir deneyin siz de.
Whisper İstanbul
Arnavutköy Mahallesi, Arnavutköy Bebek Caddesi, No 56/A, Beşiktaş, İstanbul