WATERGARDEN’İ SEVME İHTİMALİMİ SEVDİM
Sevgili dostlar, ben bu sayfalarda her zaman samimi duygularımı anlatmaya çalışıyorum sizlere. Aklımdan geçenleri ve izlenimlerimi pek de uzatmadan tüm okurlara vermeye çalışıyorum.
Hem bu bağlamda, hem de uzun zamandır Ataşehir’de yaşayan bir insan olarak içimdeki duyguları net bir şekilde ifade etme gereği duyuyorum öncelikle:
Bizim semtin tam göbeğinde açılan Watergarden AVM’yi sevemedim bir türlü.
Yanlış anlaşılmasın, sevmeyi çok denedim, elimden geleni yaptım, uğraştım didindim, lakin gastronomik açıdan ortalamayı hedefleyen dizi dizi bistrolarından haz edemedim her şeyden önemlisi.
Büyük olasılıkla “Su akar deli bakar” tarzı bir insan olmadığım için, ortaya yaptıkları kocaman havuzda büyük bir gümbürtü ile sergiledikleri su ve ışık oyunlarına hayranlık duyamadım.
Özellikle bu su meselesi Dubai’de rağbet gören ve ziyadesiyle Arabi bir “şey” olduğu için sanırım, Watergarden’i doldurup oradan oraya koşuşturan, sular patlayınca ağızları açık izleyen pek sevgili Arap ziyaretçilerimizi de büyük bir mutlulukla seyredemedim.
Açık konuşayım, ayrıca Bodrum sokaklarındaki gibi ellerinde dondurmayla amaçsızca dolaşan vatandaşlarımıza benzeyen bir kitleye sıklıkla rastladığım için Watergarden’i pek sevemedim. Anlatabildim mi bilemiyorum?
Ve fakat geçen gün, yeni açılan Grill Branche‘yi ziyaret ettim ve ağzım resmen açık kaldı. Yemekleri ve mekanı o kadar beğendim ki, Watergarden’e dönüp, “Keşke sadece bunun için sevebilseydim seni” demek istedim.
KALİTELİ YEMEKLER, MUHTEŞEM ATMOSFER
Öncelikle şunu söyleyelim; Azeri sahipleri Grill Branche‘yi yaratırken hiçbir masraftan kaçınmamışlar. Enfes bir steakhouse atmosferi yaratmak için büyük bir çaba harcamış ve -bana kalırsa- son derece başarılı olmuşlar.
İçeri adım attığınız andan itibaren Watergarden’den kopuyorsunuz bir nefeste. Sanki dünyanın başka bir yerinde, farklı bir köşesindesiniz.
Bu saygın, iyi düşünülmüş atmosfer içinde, daha kapıdan adım atmaz, iyi bir et yiyeceğinizi ve buna eşlik edecek şarabın sizi mutlu edeceğini gayet iyi anlıyorsunuz. (Evet, çok iyi bir kavları var ayrıca.)
LOKANTALARIM YEMEK DENEYİMİNİN AYRINTILARI
Burada çok uzun bir girizgah yapıp iyice konudan sapmadan yemeklerden bahsetmek istiyorum sizlere.
Açılışı zarafet ile yapmak lazım bana kalırsa. Biraz ev yapımı rozbif, azıcık dana füme ve ortalarında islenmiş rib eye olursa, muhteşem bir başlangıç yapabilirsiniz Grill Branche’de. Bunu garanti ediyorum. Özellikle rib eye damakta bir festival etkisi yaratıyor.
Bu Kuzey Afrika sosisine olan aşkımı daha önceki yazılarımdan anımsıyor olabilirsiniz diye düşünüyorum. Burada yaşadığım deneyimde gerçekten çok lezzetli bir ev yapımı Merguez sosisi yediğimi söyleyebilirim. Tek yorumum biraz daha baharat koymalarında sakınca olmayacağı yönünde.Yanındaki ev yapımı patates cipslerine de tam not verelim bu arada!
Menüde Steak Tartare olduğu zaman dayanamadığım da bir gerçek. Masada ritüeline uygun bir şekilde yaptıkları bu yemeği gerçekten beğendim. Kıvamı, içine koydukları kaprilerin lezzete katkısı, yanında getirdikleri kıtır ekmeklerin eti taşıma gücü; hemen tüm detaylar iyi düşünülmüştü. Uzun zamandır yediğim en güzel tartar diyebilirim. (Somonu da varmış, ilave edelim).
Steak Tartare hazırlanış videosu için:
Burada küçük bir alkış! İstanbul’da bir Steakhouse’a gidip uzakdoğu esintisi yemek hiç de rastlanmayan bir durum diyebilirim. Yumuşacık bir dana eti, kombu sos, zencefil turşusu ve taze soğan ile kendimden geçtim yerken. Akıl edenlere bir saygı duruşu!
Buraya gelip bir burger denemesem de olmazdı tabii ki! Köftesini sevdim; sulu ve suyunu içine hapsetmiş şekilde gayet lezzetli pişirilmişti. Üzerindeki füme et, cheddar, karamelize soğan kombinasyonu keyifliydi. Özellikle soğanın layıkıyla pişirildiğini eklemeliyim. Soğan genelde beni korkutan bir bölüm olsa da, bu yediğim burgerde hiç rol çalmamıştı.
Ekmekleri ise biraz “taşıyıcı” rolündeydi açıkçası. Aşırı ön plana çıkan bir ekmek kullandıklarını düşünmüyorum. Neticede ortaya çıkan ürünü beğendim. Hatta bir steakhouse burgeri olarak çok başarılı buldum.
Burada kritik soru şu: İnsanı az pişmiş bir dana pirzola kadar memnun edebilecek ne var hayatta? Doğal olarak bu güzelliği de denedim Grill Branche’de. Ağzımın suyu aka aka yediğim bu güzel yağlı eti, hiç düşünmeden ana yemek olarak sipariş edebilirsiniz.
Denemenizi önerebileceğim bir diğer yemek de mekanın spesiyali diyebilirim. Yumuşacık, pamuk gibi bir eti masada madalyon şeklinde kesip, kızgın tereyağ ile işlemden geçirdikten sonra, yine tereyağından nasibini almış ekmeklerle bir araya getirip bir lezzet bombasına dönüştürüyorlar. Size de sadece saygı duyarak bunu yemek kalıyor diyebilirim.
Bu güzel etin hazırlanış videosu için:
SONUÇ: UMARIM BU HARİKA LOKANTA BAŞARILI OLUR!
Sevgili dostlar, gerçekten istediğim ve dilediğim şey bu! Zira burada yaşadığım deneyimden çok memnun kaldım. Uzun zamandır yediğim en iyi yemeklerden birisiydi. Üstelik de evimin yanı başında.
Steakhouse enflasyonu yaşadığımız İstanbul’da böylesi iyi bir lokantanın açılmış olması beni çok mutlu etti diyebilirim.
Ayrıca burada kimse kafanıza tuz serpmiyor, bıçağın ucuna taktığı eti size yedirmeye çalışmıyor. İnanmazsınız, çiğ et tokatlama, çatal bıçakla melodiler çalma gibi işler de yapılmıyor Grill Branche’de.
Kaliteli etin, iyi bir servisle sunulabileceğinin ve bunun için palyaçoluk yapılmasına gerek olmadığının bir kanıtı adeta bu lokanta.
Yaratıcılarına teşekkürler! Henüz denememiş olanlara da ciddi tavsiyemdir!
Grill Branche
Barbaros Mahallesi, Ahlat Sokak – Watergarden A. Blok No: 2/13