Kaburgacı Yaşar Usta : Kebabın Tanımını Değiştiren Mekan

ADANA YOLCULUĞUNU RÜYAYA DÖNÜŞTÜRMEK İÇİN

Sevgili dostlar, Adana çok sevdiğim bir memleket uzun süredir. Benim nezdimde insanların keyifle dışarıda yeme kültürüne sahip oldukları ve seçeneklerinin bol olduğu her kent, sevilmeye değerdir.

Adana’ya gittiğinizde lokantaların dolup taştığını, insanların keyifle kebaplarını yiyerek sohbet ettiklerini görürsünüz. İşini iyi yapan herkes pastadan payını alır, zira talep yüksektir.

Bu kültürün içinde, Adana şehrinde hem kalburüstü lokantalarda, hem de yerlisiyle gezmediğiniz taktirde asla bulamayacağınız nispeten gizli kalmış arka sokak buluşma noktalarında sürpriz yemeklerle karşılaşırsınız.

Dolayısıyla ben, bu kentte salaş ya da pahalı yer ayırımı yapmam, zira bilirim ki, her yerde karşıma bir güzellik çıkma olasılığı vardır.

İşte bu yazımın konusu da böyle harika bir karşılaşma sevgili okurlar. Adana’ya adımımı atar atmaz karşıma çıkan, hemen kaldığım otel Hilton’un karşısındaki Kaburgacı Yaşar Usta ‘dan bahsediyorum.

Benin için tümüyle harika geçen Adana serüvenine rüya gibi bir başlangıç yapmak için vesile olan bu mekanı anlatacağım sizlere şimdi.

AMAN ABİ “KABURGADAN KIYMA SÖYLE MUTLAKA!”

Otel odamın penceresinden inanılmaz bir görüntü sunan Seyhan Nehri’ne bakarken telefon çalmıştı, bunu hiç unutmuyorum. Telefonda Ender‘in sesini duydum ilkin. O zamanlar henüz tanımadığım, yeteneklerinden haberdar olmadığım Ender’e Kaburgacı Yaşar Usta’ya gideceğimizi söyledikten sonra bana verdiği cevap şimdi dün gibi aklımda: “Aman Abi kaburgadan kıyma söyle mutlaka!”

Turist Ömer modunda ilerleyerek yürüme mesafesindeki Kaburgacı Yaşar Usta’da aldık soluğu. İlerleyen saatlerde ve ertesi gün inanılmaz misafirperverliğiyle bize Adana’yı gezdirecek Ender de az sonra oraya geliverdi.

Oturduk, bekledik, Yaşar Usta da geldi, masamızı etler gelmeden, anında çiçek bahçesine çevirdiler Adana’da her yerde rastladığımız gibi. Yeşillikler, soğan, domates, dolduruverdi masamızı. Açık şalgam, açık ayran geliverdi hemen.

Doğal olarak kaburga şiş söyledik ilk etapta. Kuzu kaburganın kuşbaşı büyüklüğünde kesilmiş hali olarak kondu masamıza. Şişe diziliş tarzı et, yağ, et şeklindeydi. ,

Kaburganın sırrı, hayvanın diğer yerlerinden farklı olarak homojen yağlanması ve damakta infilak eden bir lezzete sahip olması diyebiliriz.

Kaburgacı Yaşar Usta’da kurulmuş yediğimden büyük keyif aldığımı düşündüğüm anda, beni daha büyük bir sürprizin beklediğini bilmiyordum aslında.  “Kaburgadan kıyma” mevzunu unutmuştum çünkü.

KEBABIN YENİ TANIMIYLA TANIŞTIM

Ağzımda dağılan, her lokmasında gözlerimi kapatıp kısa bir saygı duruşu ile kendimden geçtiğim “şey” muhtemelen o ana dek yaşamım boyunca yediğim en iyi kebaptı. Kaburgadan yapıldığı için içinde kuyruk yağı bulunmayan, sadece etin doğal yağını barındıran, inanılmaz lezzetli bir şeydi.

Julia Roberts, “yemeğimle aşk yaşıyorum” demişti o filmde ya; işte aynen öyle bir duyguyla mideye indirdim bu kebabı.

Kendime verdiğim “her gittiğim yerde azıcık tatma” sözünü heme rafa kaldırdım Kaburgacı Yaşar Usta’da. Bundan sonra hiçbir şey aynı olmayacaktı, bunu adım gibi biliyordum.

O kadar çok yedim ki, menüdeki diğer  seçenek olan ciğer şişe yer kalmadı resmen. Onu da bir dahaki gelişimde denemek üzere kendime söz verdim.

SONUÇ: GİDİN BİRADER, GİDİN VE TADIN

İki şubesi var Kaburgacı Yaşar Usta’nın, bunu son olarak ilave edelim. Ayrıca içeride bir ocakbaşı bölümü de mevcut doğal olarak.

Benim görüşüm: Her canlı bir gün kaburgadan kıymayı tadacak ve dünyaya bakışı değişecektir sevgili dostlar. O güzide günün gelmesi için ya şansın size gülmesini beklersiniz, ya da bir zahmet kalkıp Adana’ya gidiverirsiniz.

Size kalmış!

Not: Bize Adanayı gezdiren Ender’i @endermutfakta Instagram hesabından takip edebilirsiniz.

Kaburgacı Yaşar Usta
1: Sinanpaşa Mahallesi, Karataş Bulvarı,
4038. Sokak, Yüregir, Adana

2: Yavuzlar Mahallesi, 4070 Sokak,
Aksantaş Toki İş Merkezi, No 27, Yüreğir, Adana