BİR İSYAN OLARAK LOS ALTOS ISTANBUL
Başlıkta bir tuhaflık yok aslında. Bendeniz yaşadığımız devasa şehrin, seneler içinde geometrik şekilde artmış olan yüz ölçümüne ve nüfusuna karşın, neden bu kadar tek tip bir gastronomi manzarasına sahip olduğunu kendisine dert etmiş bir kimseyim. Açık konuşmak gerekirse, hepsi birbirine benzeyen lokantalara gidip, birbirinin kopyası yerlerde benzer yemekleri mideye indirmekten feci şekilde gına geldi artık.
Tam bu noktada şehrin ihtiyaçlarından bahsetmekte fayda var diye düşünüyorum. Biraz farklılık, azıcık renk olmalı burada. Değişik tınılar duyulmalı, kendilerini diğerlerinden ayrıştıran lezzetler çıkmalı biraz olsun karşımıza. Ben de biliyorum, bazı şaşkınların maksatlı ya da naifçe “metropol” diye adlandırdıkları İstanbul’un sadece büyük bir köy olduğunu, lakin bunu düzeltmek için hiçbir adım atmamak da ayıp gibi geliyor bana.
Los Altos Istanbul, bu girizgahtan yola çıkarak, sadece Meksika mutfağının en güzel yemeklerini ve kokteyllerini bizlere sunan bir lokanta değil, aynı zamanda coşkulu ve renkli bir isyan da diyebilirim. Kentin tekdüzeliğine, sıkıcılığına, homojen gastronomik ekosistemine bir başkaldırı adeta. “Ben aynı olmayacağım” demenin bir şekli bu lokanta. Ve salt bu sebepten ötürü bile büyük bir takdiri hak ediyor.
O yüzden daha girizgah faslında açık ve net konuşalım: Hem ruh durumunuzun, hem damaksal vaziyetlerinizin değişmesini arzu ediyorsanız, hiç düşünmeden soluğu Los Altos Istanbul‘da alınız efendim. En güzel hava değişimini hiç şüphesiz bu mekanda yaşacaksınız ve bana kuşkusuz teşekkür edeceksiniz.
YİNE İNSANI ŞAŞIRTAN BİR MANZARA
Beyoğlu’nun en sevdiğim özelliklerinden birisi bu sevgili dostlar. Kendinizi herhangi bir yerdeki bir binaya atıyorsunuz, asansöre biniyorsunuz, yukarı çıkıyorsunuz ve bir bakmışsınız karşınıza enfes bir manzara çıkıvermiş. O zaman yaşadığınız bu tatlı şaşkınlık ve mutluluk size çok iyi geliyor işte.
Los Altos Istanbul, Galatasaray Lisesi‘nin yanındaki sokaktan aşağı inerken sağ kolda kalıyor. Meşhur 45’lik‘in hemen ordaki binanın terası diyebilirim. Mükemmel bir Boğaz ve Sarayburnu manzarası ile insanı mest eden harika bir atmosfer açılıveriyor burayı ziyaret eden kişinin karşısında.
Püfür püfür esen rüzgar, mekanın servis ettiği harika kokteyller ve çalan Latin müziği birleşince insan kendini başka bir yerlerde sanıp biraz hayrete düşüyor tabii. Bu hoş duygu, kentimizde çok az yerde bizi kucaklıyor desem yeridir. O yüzden atmosferin benden tam not aldığını hiç düşünmeden vurgulayabilirim.
COŞKULU KOKTEYLLER LOS ALTOS ISTANBUL’DA
Mekanın atmosferi, hem güneş batmadan önce, hem de hava karardığında insanı alıp uzaklara götürüyor. Bu ruh haline en iyi eşlik edecek içeceklerin keyifli Meksika kokteylleri olduğunu söylememe gerek yok herhalde. Çok geniş bir listeden, istediğiniz güzelliği seçebilirsiniz Los Altos Istanbul’u ziyaret ettiğiniz zaman. İnsanı son günlerin popüler tabiriyle “hedonist” alemlere sokuyor bu renkli, dolu dolu liste.
Lakin ben kendi içtiğim ve bayıldığım karışımı paylaşacağım sizlerle. Meksika’nın favori içeceklerinden birisi olan Michelada bana o kadar güzel geldi ki, soluk almadan birkaç tane içiverdim yemeğin yanında. Geleneksel bir kokteyl bu bahsettiğim. İçinde bira (tabii ki Corona), domatesli acı sos, lime suyu, gerdan olarak da Tajin baharatı mevcut. Tajin baharatı ne yazık ki öyle ortamlarda satılan bir şey değil. Çok sevenin kendisi üretmesi gerekiyor. Michelada’nın coşkusunu mutlaka denemelisiniz burayı ziyaret ettiğiniz zaman. Benden söylemesi.
EN GÜZEL MEKSİKA LOKANTASI
Çok sık karşılaştığımız sorulardan bir tanesi de bu sevgili dostlar: İstanbul’un en iyi Meksika lokantası hangisi? En başta da vurguladığım üzere, farklılık arayan ve bunu bu kocaman şehirde bir türlü bulamayan insanların sık sık bu tarz sorular yöneltmesi hiç şüphesiz normal bir durum.
Neyse ki, bir süredir hizmet veren Los Altos Istanbul bu soruya net bir cevap getirmeyi başardı. Burada yediğim her şey, hem damağımda, hem midemde, hem de ruhumda büyük keyif ve mutluluklara sebebiyet verdi diyebilirim. Profesyonelce tasarlanmış menüleri, yemeklerin Türk damak zevkine hitap eden coşkusu ve onlara eşlik eden tüm dış faktörler, yeme içmeden biraz anlayan her damağa benzer coşkular yaşatacak bir kombinasyon oluşturuyor bana kalırsa.
Burada yemeğe beni benden alan, enfes bir Guacamole & Chips güzelliği ile başladım. Taş havanda püre haline getirilmiş guacamole, soğan, Meksika biberi, kişniş, domates ve lime, ev yapımı cipsler ile bir araya gelince insanı gerçekten mutlu eden bir yapıt ortaya çıkıyor. Mekanın soğan ile harmanlanmış guacamolesi yanında Michelada ile harika gidiyor doğrusu.
Coşkuya, en çok sevdiğim yemeklerden birisi ile devam ettim Los Altos Istanbul’da.: Ceviche ! (Buradaki adıyla Ceviche Verde de Camaron). Lime suyunda marine edilmiş çimçim karides, salatalık ve soğanın kişniş pesto ile birleşimi diyebileceğimiz bu yemek damağımda hoş bir seda gibi yankılandı. Zarif, orta şiddette ve keyifli bir başlangıçtı.
Yemek geçidine Queso Fundido ile devam ettim. Paprikalı beşamel sos ile ertilmiş peynirlerin, batının fondüsü, doğunun da kuymağı arasında bir yerde durduğunu söyleyebilirim. Başka yemekler yiyecek olmasam, tüm tabağı tek başıma yerdim. Çok lezzetliydi.
Sonra sıra Tacolara geldi sevgili doslar. Önce paprika ile sotelenmiş karides, marul ve kurutulmuş sarmısaktan oluşan Tacos de Camaron sonra da Baja usülü kızartılmış dil balığı, marul, acılı avokado sos ve turptan oluşan Tacos de Pescado Estilo Baja indirdim mideye. Her ikisi de güzeldi, ama kızartılmış dil balığı bir adım öne çıktı sanki.
Ana yemekte Filete Nicolasa ile coştum diyebilirim. Izgara pişmiş bonfile dilimleri, Tekila ile aromalandırılmış karamelize elma yatağında çıkıverdi karşıma.Üstelik amber çiçeği sosu cabası. Ağzımda lokum gibi eriyen bu etin üzerine güzel bir tatlıyla günü bitirmek farz olmuştu.
Caramelo de Fresa adı verilen tatlı ile günü noktaladım. İçinde karamelize edilmiş çilek ve vanilyalı dondurma olduğunu söyleyebilirim.
SONUÇ: GİTMELİSİNİZ!
Lafı uzatmayalım. Yemekler çok keyifli, kokteyller 10 numara, manzara şahane, müzik tam da ortama uygun. Bunların üzerine bir de haftasonları canlı müzik de eklenince, Los Altos Istanbul benim için ziyadesiyle tercih edilesi bir lokanta haline geliyor.
Bir de ufak not: (ki bence çok önemli): Los Altos Istanbul yakın zamanda Seferihisar’da kendi tarlasını kurdu. Seferihisar Belediyesi’nin desteğiyle restoranın mutfağında kullanılan habanero ve jalapeno biberi, tomatillo (yeşil domates), kişniş, lime (yeşil limon) gibi sebze ve meyveleri kiraladığı tarlaya ekerek ilk hasadını gerçekleştiren Los Altos, İstanbul Meksika Konsolosluğu ve Seferihisar Belediyesi işbirliğiyle bir “Meksika Köyü” kurmayı planlıyor. Tek kelimeyle BRAVO!
Artık sizlere düşen burayı ziyaret etmek sevgili okurlar!
Los Altos Istanbul
Tomtom Mahallesi, Yeni Çarşı Caddesi,
No 38, Kat 5, Beyoğlu, İstanbul
1 comment
Güzel görünüyor. Bi de uzak olmasak 🙂