The Galliard

18 Shares
18
0
0

Galliard, 16. Yüzyıl Rönesans Avrupası’nda İspanya, İtalya, Fransa (ve hatta Almanya ve İngiltere) dans literatüründe önemli yer tutan ve hayli hareketli, hatta “atletik” olarak nitelenen bir dans. Bu dansa dair ayrıntıları o döneme ait metinlerde ve günümüze ulaşan gravürlerde görebiliyoruz.

Etiler’de yer alan The Galliard ise,  tıpkı bu dansın farklı coğrafyaların kültürlerini bir araya getirmesi gibi, ağırlıklı olarak Batı Akdeniz mutfaklarını kucaklaştıran bir lokanta. Ravioli, Porterhouse, Paella, İncik, Kaz gibi farklı lezzetlerin bir bütün oluşturduğu şaşırtıcı bir mozaik bu lokantanın mutfağı.

Yaklaşık bir senedir varlığını sürdüren bu güzide işletmeyi ziyaret ettiğinde, insanın hiç şüphesiz müdavimi ve müptelası olası geliyor. Bunu laf ebeliği yapmak ve oyunbaz bir tavır sergilemek adına bu şekilde yazmadım. Mekanın kendine has yemekleri, kısa bir sürede kendi fanatiklerini yaratmış. Sadece belirli bir lezzet için buraya gelen kişiler olduğu bir gerçek. Ben de kısa sürede onlardan birisi olabilirim açık konuşmak gerekirse.

Mekan Nispetiye Caddesi üzerinde, son kertede merkezi bir konumda, hemen Bebek Yokuşu’nun yanıbaşında diyebilirim. Bulamamanız imkansız. Sadece kapı numaralarını takip ederseniz göreceksiniz.

Girişinde sigara içilen bir açık bölüm mevcut. Ayrıca haftanın belirli günleri canlı müzik yapılan (Kürşat Başar çalıyormuş) bir atmosfer de yaratılıyor. Caz sevenlere duyurulur. Üst katında ise, daha sakin bir ortamda yemeğinizi yiyebilirsiniz.

Gelelim yemeklere…

Bana kalırsa yemeğe başlarken ortaya bir Steak Tartare söylemek harika bir fikir olacaktır. Zira bu güzelliği, ana malzemelerini masanızın yanına getirerek gözünüzün önünde yapıveriyorlar. İzlemesi de yemesi kadar keyifli ve arzunuza göre bazı malzemeleri -acı mesela- daha fazla ya da az koydurabiliyorsunuz. Baharatlı çıtır ekmeklerin üzerine Akdeniz yeşillikleri ilave edip enfes tartare’ı koyarak afiyetle mideye indiriyorsunuz.

IMG_0711

Ayrıca, son dönemde lokantalarda ön plana çıkan bir zevk objesi ve aynı zamanda ciddi bir sağlık kürü olarak kabul edebileceğimiz Dana İlik  yerinde bir seçim olabilir The Galliard’a geldiğinizde. Karamelize soğanlı armut marmeladı ve baharatlı çıtır ekmeklerle servis edilen bu lezzet bombasını ekmeğinizin üzerine koyarak saygıyla yemenizi öneririm.

IMG_0729

Bu lezzet infilakına, hiç tereddüt etmeden, fırında ağır pişmiş; taze patates ve balkabağı püresi, kuzu göbeği mantarlı sos ile servis edilen bir Dana Yanak ile devam edebilirsiniz. Jelimsi dokusuyla ağızda eriyen bu çalışmanın taze patates ile uyumu mükemmele yakın. Saygı duruşunu hak etti birlikte geçirdiğimiz kısa süre boyunca.

IMG_0754

Sonra sırada  parmesan, trüf mantarı, porcini mantarı, morel mantarı, trüf yağlı Risotto olmalı. Masanızın yanında, devasa bir parmesan tekerleğinin içinde hafif alkolü ateşe verip eritilen bir peynir tabakası ile karıştırılan bu risottonun tadı gayet güzeldi. Sadece izlemek için bile sipariş edilebilir kanaatimce.

DSC048571

Ayrıca, şimdi mevsimi olduğuna göre fırında akçaağaç şurubu ile pişmiş; bezelye ve kaz etli yabani pirinç risottosu  (siyah) ile 2 kişilik servis edilen bir Kaz söylemenin de tam sırasıdır. Kars’tan getirilen bu güzelliğin kazın kendi suyu ve balsamik çektirmesiyle hazırlanmış enfes sosuyla çok hoş bir lezzeti olduğunu söyleyebilirim.

IMG_0774

Bütün bunlar haricinde et yemek isterseniz, bana kalırsa Porterhouse çok iyi bir seçim olabilir. İncecik kesilmiş ve hafif pişmiş getirilen etin, önünüze koyulan kızgın tereyağlı tabakta cızır cızır pişmesi ayrı bir keyif.

IMG_0780

Bunların üzerine hiç çekinmeden Çikolata Fincanında “Cappuccino” Aromalı Parfe, Cheesecake, Krem Brule gibi tatlıları mideye indirip bir güzel doyabilirsiniz.

IMG_0836

IMG_0831

Benim için The Galliard, çok lezzetli ve şaşırtıcı yemekler yediğim bir mekan olmasının yanı sıra, yemek hazırlama deneyiminin mutfağın dışına çıkarak keyifli bir ritüele dönüştüğü ve masalarımıza geldiği farklı bir lokanta aynı zamanda.

Mutlaka denemelisiniz.

Adres :
Nispetiye Caddesi, Etiler Apartmanı
No:104/C Etiler / istanbul

444 0 233

info@thegalliard.com

18 Shares
Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

You May Also Like

1924 Rejans Restaurant

TOKİSTANBUL Bugün eski İstanbul’dan pek bir şey kalmadı elimizde. “Nerede Direklerarası’ndaki o eski Ramazanlar?” gibisinden bir şeyler geveleyip,…
Olden 1772

OLDEN 1772 : O İhtişama Bu Yemekler Olmuş Mu?

Olden 1772 'yi beylik sözlerle anlatmak bir hayli zor; "Babil'in Asma Bahçeleri" mi desem, "Roma'nın Son Günleri" mi diye sayıklasam? Bilemiyorum! Öyle bir ortam düşünün ki, içine girdiğinizde kendinizi insanoğlunun başarıları karşısında alabildiğine ufacık hissedeceksiniz. Öyle bir parıltı girdabına kapılacaksınız ki buraya adım attığınızda, bunu inşa eden o yaratıcı beynin kıvrımlarına aynı anda hayranlık, gıpta, kıskançlık, sevgi ve öfke ile bakakalacaksınız.

Mürver Restaurant : İstanbul’un En İyisi

Mürver Restaurant hiç şüphesiz İstanbul'un en keyifli, lezzetli ve başarılı restoranı. Burada kendimi mutlu ve huzurlu hissediyorum. Tatlardaki istikrar ve ustalık, her ziyaret edişimde beni şaşırtıyor. Novotel'in tepesindeki bu muhteşem manzaralı mekanı en kısa sürede ziyaret ediniz.
Fıccın

Fıccın Restaurant: Eşi Benzeri Olmayan Bir Dünya

İstanbul'da, hatta belki de Türkiye'de Osetya yemeklerinin en güzel örneklerini sunan mükemmel bir lokanta anlatacağım şimdi sizlere. Fıccın, gabın, velibah, tulen çorbası gibi insanın damağında güller açtıran yemekleri deneyimleyebileceğiniz Fıccın Restaurant. Bugüne kadar bu mekanı ziyaret etmediyseniz, mutlaka bu yazıyı okuyun derim.
FIREROOM ATAŞEHİR

FIREROOM ATAŞEHİR: BİR SOKAK LEZZETLERİ ŞÖLENİ

Ataşehir'de açılan Fireroom, fine dining dokunuşları ile sokak lezzetleri sunma trendinin en yeni temsilcisi. Hazer Amani'nin imzasını taşıyan mekanın kokoreç, burger, falafel, churros gibi farklı mutfakların ürünlerini bir araya getiren bir yapısı olduğunu özellikle vurgulamamız gerekiyor.