Bazı mekanlara kanım çok hızlı ısınıyor ve hemen yazayım, süratle sizlerle paylaşayım istiyorum. Her ziyaretimde büyük keyif aldığım Duble Meze de bu lokantalardan bir tanesi. Şef Umut Karakuş‘un maharetli ellerinden çıkan menüsü, ziyaretçilerine sunduğu diğer lokantalardan farklı felsefesi ve yaratıcı çalışmalarıyla Duble Meze, benim son dönem favorilerim arasına girdi kuşkusuz.
Mekanın açılış felsefesiyle bugünkü yaklaşımı arasında bir miktar fark var aslında. Bu nüansı şöyle vurgulayalım: İlk başlarda, müşterilerin, gerçekten çok küçük porsiyonlarla servis ettikleri mezelerden çok sayıda deneyimlemesini hedef alan bir yaklaşımı kucaklarken, zamanla, Türk tüketicisinin alışkanlıkları doğrultusunda mezelerin porsiyonlarını büyütmüşler.
Bar mantığında bu küçük küçük mezeleri yiyebileceğiniz, handiyse tapas mantığına yaklaşan bu deneyim, insanımızın kafa yapısına pek uymamış. Şimdi meyhane ebatlarında servis ediyorlar lezzetli mezelerini. Yine de Duble Meze, tanıyıp bildiğiniz pek çok lokantaya göre büyük farklılıklar içeriyor desem yanılmış olmam.
Amaç müşterinin mezeye doyması. Hem soğuk, hem sıcak birçok çeşit çarpıyor insanın gözüne. Bunlardan bazıları damakta infilak eden coşkulu lezzetler, kimileri daha “dengeli”, maceraperest olmayan müşterilerinin arzularına yanıt verecek formattalar. Ortak noktaları: Hepsi gerçekten yoğun bir çalışmanın ürünü.
Umut Karakuş ile gerçekleştirdiğimiz sohbette, kendisinin aslında bu sunduğu bu güzelliklerden çok daha maceracı bir kişiliğe sahip olduğunu fark ettim. Daha vizyoner, deneysel, araştırmacı bir yaklaşım ile mutfağımızı ileri taşımayı hedefleyen bir yapısı var. Sadece bunu “kademeli” olarak gerçekleştirme yoluna gitmiş. Tüketiciyi alıştıra alıştıra geliştirecek ve sabırla eğitecek bir yaklaşımı var.
Ailesinde hemen herkesin profesyonel olarak yemekle uğraştığını öğrendiğim bu genç ve yetenekli şefin Le Cordon Bleu mezunu olduğunu, şimdilerde Neolokal’in sahibi olan Maksut Aşkar ile birlikte zamanında Sekiz İstanbul’da çalıştığını da belirtelim.
Duble Meze ‘nin ellinin üzerinde farklı bölgeden gıda tedarik ettiğini Anadolu’nun değişik yörelerinden gelen bu ürünleri yemeklerinde maharetle kullandığını vurgulayalım. Aynı humusun içinde hem Kayseri, hem de Kastamonu sucuğu gördüğünüzde şaşırmamalısınız bu yüzden. Benim çok hoşuma gitti bu yaklaşım.
Duble Meze, pek sevdiğimiz Asmalımescit mıntıkasında, varlığından büyük keyif aldığımız Palazzo Donizetti Oteli‘nin en tepesinde, harika bir Haliç manzarasını kucaklayan iki katı işgal ediyor. Özellikle püfür püfür terasında güneşi batırmak paha biçilmez bir deneyime dönüşüyor yaz akşamlarında. Celal Çapa’nın imzasını taşıyan mekanlardan birisi olduğu da diğer bir önemli bilgi bu harika lokantayla ilgili.
Hafta arası bile kolay kolay yer bulamazsınız çat kapı gitmeye yeltenirseniz. Bu uyarımı dikkate alarak, rezervasyon yaptırmayı kesinlikle ihmal etmeden ziyarete gidin Duble Meze‘yi.
Servis neşeli, yönlendirici ve süratli. Tam benim sevdiğim gibi. Bu denli yoğun bir mekanda, garsonların bir saniye bile sizinle göz teması kurmayı ihmal etmediği bir hizmet kalitesi bulmak her zaman mümkün olmuyor. Bu sebepten tebrik ediyorum mekanın yaratıcılarını.
Şimdi, yemek meselesine balıklama dalmadan, diğer birçok önemli meseleyi ufaktan irdeleyelim: Duble Meze, çaldığı müziklerle de ön plana çıkan, sizi her daim şaşırtabilecek bir lokanta çünkü. Burada, bildiğiniz 45’lik müzikleri çalıyor içeri adımınızı attığınız andan itibaren. Yemek yerken eski Türk pop müziğinin tanınmış tüm parçalarının nostaljik keyfine varabilirsiniz. Ufak bir risk de var: Eğer gittiğiniz akşam, romantik bir akşam yemeği planlamışsanız ve tesadüfen çevrenizde kalabalık “bekarlığa veda” masaları varsa ve d.j. onlara ayak uydurup hareketli bir playlist üzerinden gidiyorsa, yemeğiniz bir miktar “eller havaya” konseptine dönebilir. Bunu göze alarak gidin. Beni rahatsız etmiyor, ama sizin geceden beklentiniz önemli tabii.
Neler mi yedim: Soğuk mezeler faslında, öncelikle somon ceviche indirdim mideye. Limon sidinde pişmiş, aslen Peru mutfağının güzide bir geleneksel ürünü olan ceviche ülkemizde yaygınlaşmaya başladı son dönemlerde. Tadı güzeldi, ama bendeniz somondan yapılanından ziyade, levrekle üretileni tercih edebilirim.
Meşrutiyet Caddesi No:85 Palazza Donizetti Kat:7 Pera, Istanbul,34400
FAX : 0 212 244 01 90