Hayat Memat Meyhanesi

29 Shares
29
0
0

Beşiktaş Balıkpazarı yöresinin dehizleri içinde yatan Turgut’un Yeri, Ahtapot, Hasbi, Babalık gibi nice mekanda yeterli sayıda yemek yemiş bir adam, neden buraları anlatan güzide yazılar döktürmek yerine, bunca zaman bekleyip “Hayat Memat Meyhanesi” gibi çok da tanınmayan, bilinmeyen bir yeri yazar? Bunun cevabını yazının başında vermeli belki de. Yukarıda adı geçen lokantalarda yediğim yemeklerde, ortalamada, masayı dolduran mezelerin, ara sıcakların, ana yemeklerin lezzetleri aslında hiç de fena değildi. Ama Beşiktaş Balıkpazarı’na yaptığım ziyaretlerin hemen hiçbirinde yediklerimden bir şey anlamadım. Zira o anormal gürültü ve kaosun içinde debelenip çıkmaya çalışırken, insan, ağzının içinde yeşeren tatları pek zor algılayabiliyor dostlar. Bu coğraflyanın malesef en ciddi problemi, belki de Nevizade’yi andırır şekilde kaotik bir girdabın içinde muhabbet etmeye çalışmanız. Bir de arada dolaşan çalgıcılar, sırtınıza çarpan garsonlar ve şansınız yaver gitmemişse yanınızdan geçmeye çabalayan şişman bir müşteri tüm keyfinizi kaçırıveriyor.

Şimdi birtakım gediklilerin dediklerini duyar gibiyim: “Ama ben, şurada, burada, o mekanda, bu meyhanede çok rahat oturuyorum Beşiktaş’ta…” Olabilir. Ama benim deneyimim –ki hiç de kısıtlı değil- bölgenin dar ara sokaklarını dolduran meyhanelerde yemek yemenin hayli zor olduğu yönünde. Buna katılıp katılmamak sizin paşa gönlünüzün bileceği bir mesele.

Büyük olasılıkla Hayat Memat Meyhanesi bu güruha dahil olmadığı için, ne zaman burada yesem, her bir lokmanın tadını alıyorum. Beynime giden her türlü tat uyaranı da müthiş bir keyif dalgası yaratıyor açıkçası. Kendi sesimi duyabiliyorum hepsinden önemlisi. Sizi bilmem ama, ben kendi konuştuklarımı duymayı seviyorum. Daha anlamlı geliyor böyle sohbet etmek. Bir de üstüne üstlük karşıdakini de duyabilirsem tadından yenmiyor. Sesim de kısılmazsa bu tarz bir sohbet masasında tam bir şenlik oluyor benim açımdan. İşte Hayat Memat Meyhanesi bu yazdıklarımı uygulayabildiğim bir Beşiktaş lezzet durağı. Konumundan dolayı hem ulaşması kolay –Barbaros’tan aşağı inerken ışıklardan önce son sağdan yürüyerek sapın, hemen oracıkta- , hem de hayhuyun içinde değil. Bunun doğal sonucu olarak önünden geçen insan sayısı bir hayli az.

DSCN6125

Bir de mekanın beni hasta eden, şaşırtan ve öne çıkan en önemli özelliklerinden biri logosu. Bugüne de bir lokantadan bahsederken logosunu anlattığımı hiç anımsamıyorum. Ama Hayat Memat’ın logosu hem çok estetik, hem de gayet hoş fotoğraf veriyor. Üstelik son derece basit: Mavi bir yaprağın üzerine el yazısı ile yazılmış isimden ibaret. Çok hoşuma gitti. Bunu bu yazının öne çıkan görseli yapmaktan çekinmedim ben de doğal olarak. Sahiplerini tebrik ediyorum. Memleketteki yeme içme işletmelerinin kurumsal kimlik konusundaki özensizliğini hepimiz biliyoruz. Ama bu logo olmuş ! 

Mekanın iç salonu bana kalırsa en zayıf halkası. Burayı hayli kasvetli ve pek de göze hoş gelmeyen bir bölüm olarak algıladım gittiğimde. Neyse ki her seferinde dışarıda oturma şansına nail oldum. Dışarıda konuşladığı masalarının üzerinde yer alan mavi-beyaz damalı masa örtülerine bayıldım desem yeridir. Bana İtalya’da oturmaya doyamadığım keyifli trattoria’ları anımsattı her ziyaret ettiğimde. Bu sebepten, mevsimin durumuna da bakarak, mekana gittiğinizde muhakkak dışarıda oturmaya bakın. Burası havadar, keyifli, hem de gelip geçene bakıp zaman geçirmek için ideal. (Bazen muhabbet sekteye uğradığında en büyük ilaçtır gelip geçeni seyretmek.)

Bir de haftasonu rezervasyon yaptırın. Yüzdeyüz değil ama, sıkıntı olma ihtimali var yer bulma konusunda.

DSCN6129

Garsonları dünyanın en sempatik insanları değil, kabul ediyorum, lakin serviste bir aksama, gecikme, yanlış getirme gibi meseleler hiç sözkonusu olmadı burada yerken. Bir tek, yeterli rakı içtikten sonra garsona “trileçe” getirmesi için ısrar ettiğimde yüzünde ortaya çıkan hayret ifadesinin fotoğrafını çekmediğime yanıyorum; o kadar. (mekanda bu tatlı yok ve adını duyan da olmamış)

Neler mi yedim?

İçi peynirle dolu kırmızı-yeşil biberler: Kararında acısı ile hiç rahatsız etmiyor insanı.

Fava: Tekmil hazırlanmış bu lezzet masandan eksik olmamalı.

Patlıcan salatası: Koca koca patlıcanlar ağzıma gelmediği için çok mutlu oldum. Çatalla iyice eziyet edilmiş, tam keyfime göre hazırlanmış. Köz hafif hafif selamlıyor insanı.

Haydari: Akışkanlığı ideal, sarmısağı yerinde. Haydari masaya geldiğinde elini çırpan bir kişiyim ben.

Soslu levrek: Sos levreğin önünde geçmemiş, onun güzelliğini ortaya çıkarmış, adeta havaya kaldırmış. Ekşi veya dili tırmalayan cinsten değil.

Yaprak ciğer: En zayıf halka bana kalırsa. Sipariş etmeseniz de olur. Kurumuş geldi bir hayli.

Kalamar: Taratoru da kendisi de pek leziz. Ben kalamarın çok gergin olmayan ve orta boylu olanını severim. Bu da tam istediğim gibi. Tarator da hiçbir falsosu olmayan hoş bir kıvamda.

Sigara böreği ve paçanga: İkisinden de yedim; şahsi tercihim paçanga yönünde. Bol bol yedikten sonra iki gün evin pastırma kokmasından rahatsız oluyorsanız sigara böreğine kayın bana kalırsa.

DSCN6137

Enginar kalbi: İlk başta karşı olmama rağmen, masaya gelince büyük bir afiyetle yediğim, sapıyla servis edilen ufacık tefecik lezzet. Tavsiye edilir!

Tereyağında karides: Bir Alex değil. Ayrıca “şamadırabl” bir yanı da yok. Bence uzak durun.

Hamsi tava: Ben beğendim. Tabii ki Asmalı Cavit’inki hala bir numara benim nezdimde, lakin buradaki de ağır yağ çekmemiş, hamsinin tadını alabildiğim, biraz da limonla şenledirdiğim güzel bir yemek olarak aklımda kaldı.

Tüm bu yemekleri mavi-beyaz damalı güzelim masalarda yemek, arka planda hafif hafif inleyen Türk sanat musikisinin nağmelerine kapılarak dostlarla muhabbet etmek ve gelen geçeni dikizleyip onlara hayat öyküleri uydurmak için ideal bir meyhane Hayat Memat.

Beklentiniz bu yönde ise bir ziyaret etmenizde yarar var.

Barbaros Bulvarı Cihannuma Mahallesi
Salih Efendi Sokak No:4

29 Shares
Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

You May Also Like

Hatay Restaurant

“Sen asıl bunlara bak bunlar dudakların Bunların konuşması olur öpülmesi olur Seni usulca öpmüştüm ilk öptüğümde Vapurdaydık vapur…

Asmalı Cavit

“İstanbul’un en iyi meyhanesi neresi?” diye sorulsa, vereceğim yanıt kuşkusuz, hiç düşünmeden “Asmalı Cavit” olur. Pek çok otoriteye…

Koço Restaurant

Tıpkı benim gibi hem İstanbul’a aşık, hem de düşman, çok sevdiğim bir tanıdığım “Eskiden beri varlığını sürdüren, artık…

Safa Meyhanesi

Bazı mekanlar vardır, ne yediğiniz içtiğinizden bağımsız olarak içine girdiğinizde sesiniz soluğunuz kesilir, bir anda nefes alamayacak hale…