Asya’ya Açılan Pencere: Go Meso!

39 Shares
39
0
0

Ben dün akşam akıllara zarar bir yolculuğa çıktım; hem dile kolay, upuzun bir İpek Yolu’nu dere tepe düz giderek belki de sadece iki saatte dolaştım. Işınlanmayla kafayı bozmuş Einstein ya da Tesla görseler hüngür hüngür ağlarlardı resmen. Önce Japonya’da sakin sakin etrafıma bakınırken, aniden kendimi Çin’in devasa coğrafyasında buldum. Tam “Buraya alıştım, bir güzel nefeslenelim” derken, Hindistan’ın kalabalık sokaklarını arşınlamaya koyuldum. En sonunda baharat kokularını içime çekerek dinlenmeye niyetlenmişken, hunharca Mezopotamya’ya ışınlandım. Başım dönmüş, ne yaşadığımı bilmez bir halde yolculuğumu tamamladığımda, iki sakin kelime  döküldü dudaklarımdan: “Go Meso!”

Japonya’dan başlayıp tüm Asya’yı dolaşan, sonunda da soluğu Mezopotamya’da alan gastronomik bir seyahatin öyküsü Go Meso‘da yemeğe oturmak. İstinye Park‘ta, eskiden Go Mongo‘nun bulunduğu yerde açılmış güzide bir lokantadan bahsediyorum sevgili okurlar.

Japon icadı Yakitori ızgarası mı istersiniz? Var! Çin’in bağrından kopup gelen Wok ocağının hayalini kurarsınız? Var! Hindistan’ın Tandoori fırını mı ilginizi çekiyor? Var! Moğol Barbeküsü Go Mongo döneminden beri favori yeme şekliniz mi? Var! Mezopotamya’nın uygarlığa en az yazı kadar önemli bir katkısı olan Taş Fırın’ın hastası mısınız? O da var!

Bunun üzerine söylenecek çok fazla söz, sarf edecek pek fazla süslü-boyalı kelime kalmıyor sanırım. Bu lokantada hiç beklemediğim bir deneyim yaşadığımı ve bu tecrübenin coşkusuyla çiziktirdiğim birkaç satırın sizleri de baştan çıkartmasını diliyor, hiç uzatmadan yediklerimi paylaşmaya girişiyorum.

Birçok Hint lokantasının favori yemeği olan Samosa ile başladık yolculuğumuza. Kaju fıstığı, bezelye, patates ve kıyma ile hazırlanan, naneli yoğurt chutney eşliğinde sunulan, baharatlı Hint börekleri olarak nitelendirebileceğimiz bu lezzetlerin kıymalı olanları, patates baskın olanlardan daha çok hoşuma gitti. Her ne kadar mekanın “Paylaşımlar” adlı menü başlığında yer alıp giriş muamelesi görseler de, bana kalırsa bir hayli doyurucu durumdalar. Bu sebepten, tıkanmamak için dikkat etmenizi öneririm.

SAMOSA
SAMOSA

Toros dağ otları ve taze kekikli Çukurova usülü mini pideler ile devam ettik. Benim gibi peynirli pide fanatiği olmayan bir adamı bile mutlu edecek derecede keyifli bir tabaktı masayı süsleyen. Azıcık yağlı, ama olsun.

DAĞ OTLU PİDE
DAĞ OTLU PİDE

İsterseniz abarttığımı düşünün, ama uzun zamandır yediğim en lezzetli lahmacun Go Meso‘da karşıma çıktı sevgili okurlar. Hafif yağlı, acısı yerinde, tam da benim sevdiğim gibi çıtır çıtır bir lahmacundu mideye indirdiğim. Yanında getirdikleri mango salsaya hiç takılmadım. Bu yemekte haber değeri taşıyan kısmın mango salsa olduğunu düşünenler yanılacaklar. Lahmacunun kendisi çok çok lezzetliydi. Malzeme bolluğu da şaşırtıcı bir seviyedeydi.

MANGO SALSALI ANTEP LAHMACUN
MANGO SALSALI ANTEP LAHMACUN

Karides, dil balığı ve mantarlı Çin mantısı bir sonraki durağımız olarak sofraya süzülüverdi aniden. Oldum olası sevdiğim bir yemek olan Çin mantısının bu yorumu da gayet hoşuma gitti. Hafif, doyurucu bir yorumdu.

MARIN DUMPLING
MARIN DUMPLING

Vietnamese Noodle, yediklerim içinde en zayıf halkaydı belki de. Tavuk suyunda haşlanmış, elde açılmış taze ince noodle üzerinde soya ve kıymalı sos ile servis edilen bu yemekte, açıkçası kıymanın tadını pek alamadım.

VİETNAM USÜLÜ NOODLE
VİETNAM USÜLÜ NOODLE

Yaki, yani taze kimyon ve soya ile marine edilmiş kuzu şiş, yanında getirdikleri pidenin içine dürülüp yenildiğinde olağanüstü patlamalar yarattı damağımda. Tek kelimeyle enfesti. Yumuşacık ve suluydu.

YAKI
YAKI

Konya usülü etli ekmek üzerinde incir vinagrette soslu roka salatası ve rende kaşar peyniri yedik daha sonra. Etli ekmeğin lahmacunumsu bir durumu vardı açık konuşmak gerekirse. Çok beğendim, ama masada hem lahmacun hem etli ekmek, aynı anda doğru bir seçim olmayacaktır, benden söylemesi. Üzerine koydukları malzemeleri etli ekmeğin içine dürüp yemek de ayrı bir keyifti. İtiraf etmeliyim.

OLYMPUS DIGITAL CAMERA
KONYA ETLİ EKMEK

Genç papaya meyvesi, yoğurt ve taze zencefil ile marine edilmiş kuzu but parçaları. Tandoori faslının bu güzide yemeği çok hoşuma gitse de, tavuklu versiyonu çok daha sükse yaptı masada. Chat masala, taze zencefil, taze sarmısak ve deggi mire baharatı ile marine edilmiş tavuk parçalarından oluşan Tandoori Tikka Tavuk‘u kesinlikle tavsiye ediyorum Go Meso’ya gittiğinizde. Öte yandan Peynir, kuzu kıyması ve taze kimyon ile karıştırılmış baharatlı kebap da (Tandoori Kuzu Kebap)ilk ikisinin biraz gölgesinde kalmış bir çalışmaydı. Bana biraz yavan geldi.

KUZU TİKKA
KUZU TİKKA
TANDOORİ KUZU KEBAP
TANDOORİ KUZU KEBAP
TANDOORİ TİKKA TAVUK
TANDOORİ TİKKA TAVUK

Finali bana olağanüstü keyif veren Mango Sufle ile yaptık Go Meso’da. Mango parçaları ile fırınlanmış suflenin manda sütlü dondurma ve mango sos ile uyumu tek kelimeyle mükemmeldi. Üzerine de bir yasemin çayı çok iyi gitti.

MANGO SUFLE
MANGO SUFLE

Bütün bu yemekleri yiyebileceğiniz, bence eşi benzeri olmayan bir lokanta Go Meso. Hem Türk damak zevkine uygun, hem de uluslararası mutfakları başarı ile harmanlayan bir macera bu mekanın mutfağı. Kesinlikle denemeye değer diye düşünüyor, gitmenizi tavsiye ediyorum.

Go Meso
İstinye Park, Kat 1, Pınar Mahallesi, İstinye Bayırı Caddesi, No 73, Sarıyer, İstanbul

39 Shares
Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

You May Also Like

1924 Rejans Restaurant

TOKİSTANBUL Bugün eski İstanbul’dan pek bir şey kalmadı elimizde. “Nerede Direklerarası’ndaki o eski Ramazanlar?” gibisinden bir şeyler geveleyip,…
Olden 1772

OLDEN 1772 : O İhtişama Bu Yemekler Olmuş Mu?

Olden 1772 'yi beylik sözlerle anlatmak bir hayli zor; "Babil'in Asma Bahçeleri" mi desem, "Roma'nın Son Günleri" mi diye sayıklasam? Bilemiyorum! Öyle bir ortam düşünün ki, içine girdiğinizde kendinizi insanoğlunun başarıları karşısında alabildiğine ufacık hissedeceksiniz. Öyle bir parıltı girdabına kapılacaksınız ki buraya adım attığınızda, bunu inşa eden o yaratıcı beynin kıvrımlarına aynı anda hayranlık, gıpta, kıskançlık, sevgi ve öfke ile bakakalacaksınız.

Mürver Restaurant : İstanbul’un En İyisi

Mürver Restaurant hiç şüphesiz İstanbul'un en keyifli, lezzetli ve başarılı restoranı. Burada kendimi mutlu ve huzurlu hissediyorum. Tatlardaki istikrar ve ustalık, her ziyaret edişimde beni şaşırtıyor. Novotel'in tepesindeki bu muhteşem manzaralı mekanı en kısa sürede ziyaret ediniz.
Fıccın

Fıccın Restaurant: Eşi Benzeri Olmayan Bir Dünya

İstanbul'da, hatta belki de Türkiye'de Osetya yemeklerinin en güzel örneklerini sunan mükemmel bir lokanta anlatacağım şimdi sizlere. Fıccın, gabın, velibah, tulen çorbası gibi insanın damağında güller açtıran yemekleri deneyimleyebileceğiniz Fıccın Restaurant. Bugüne kadar bu mekanı ziyaret etmediyseniz, mutlaka bu yazıyı okuyun derim.
FIREROOM ATAŞEHİR

FIREROOM ATAŞEHİR: BİR SOKAK LEZZETLERİ ŞÖLENİ

Ataşehir'de açılan Fireroom, fine dining dokunuşları ile sokak lezzetleri sunma trendinin en yeni temsilcisi. Hazer Amani'nin imzasını taşıyan mekanın kokoreç, burger, falafel, churros gibi farklı mutfakların ürünlerini bir araya getiren bir yapısı olduğunu özellikle vurgulamamız gerekiyor.