Ortaköy’e yakın zamanlarda yeni bir soluk geldi sevgili dostlar. Bendeniz de açılışından bir gün önce Capricorn Restaurant‘ı ziyaret ederek menülerini deneyimleme fırsatı buldum. Büyük bir maharetle yaratılan atmosfer gerçekten olağanüstü diyebilirim. Zaten bu lokantadan içeri adımınızı atar atmaz kendinizi denizin üzerinde bulup ister istemez hayran kalıyorsunuz. Adeta ayaklarınız denize değiyor, suya batıyor gibi hissediyorsunuz.
Bu karşılaştığım büyüleyici, insanı kendinden geçiren, çok başarılı bir “ilk darbe” etkisi; içtenlikle itiraf etmeliyim. Yine de, daha önce mekanın yerinde Zuma, ondan önce de şimdi ismini hatırlayamadığım, Mehmet Gürs’ün deniz ürünü lokantasının bulunduğunu söylemeden geçmeyelim. Bu ne demek oluyor? Manzara ve atmosfer insanları çekmek ve maliyetleri karşılamak için yeterli değil demek ki. İlk darbeden daha fazlasına gereksinim var İstanbul’da kalıcı bir işletme olabilmek için.
Yazımın başında belirteyim vakit kaybetmeden: Ben Capricorn Restaurant’ı beğendim. Yani sunduğu harikulade ambiyans haricinde, yemek kalitesi ve servisin dinamikliğiyle çok hoşuma gitti bu mekan. Neden mi? Hazırlanan menünün özellikle bir “deniz mahsülleri” seçkisi olmasını doğru buldum. Burası bir balıkçı değil; seafood restaurant İngilizcedeki tabiriyle. Yani sudan çıkan türlü deniz canlısının sofranıza farklı pişirme teknikleriyle getirildiği bir lokanta. Buna İstanbul’da gerçekten ihtiyacımız olduğunu düşündüğümden Capricorn Restaurant’ın önemli bir boşluğu dolduracağı kanaatindeyim.
Açılış öncesi yapılan tadımda önce birbirinden güzel kokteylleri denedim. Siz de yemeğe başlamadan önce, özellikle bekleme safhasındaysanız Boğaz’a karşı bir kokteyl söyleyebilirsiniz burada.
Sonra da aşağıda isimleri geçen yemekleri hunharca mideye indirdim:
- Levrek Ceviche
- Midyeli Pilav
- Sakızlı Barbun Pilaki
- Deniz Mahsülleri Salatası
- Yedikule Taze Otlar Salatası
- Çıtır Sebze
- Kalamar Carbonara
- Ağır Ateşte Pişmiş Bebek Ahtapot
- Brandade
- Karides Kaserol
- Ahtapot Şiş
- Paella
- Karışık Deniz Mahsüllü Spaghetti Alla Chitarra
- Carpricorn Helva
- Türk Kahveli Panna Cotta
- Carpricorn Mess
Bu yediklerimden bazıları damağımda cidden hoş etkiler bıraktı. Mesela girizgahlar faslında Levrek Ceviche‘yi tavsiye ederim. Midyeli Pilav da gayet usülünce yapılmış bir yemekti diyebilirim. Ayrıca Kalamar Carbonara, içindeki pastırma çoşkusundan ötürü tam benim damak zevkime hitap ediyordu.
Bunların haricinde küçük dürümler yaparak mideye indirdiğim Ahtapot Şiş gerçek bir yıldızdı diyebilirim Capricorn Restaurant’ta. Burayı ziyaret ederseniz bir ana yemekten ziyade, girizgah gibi ortaya söyleyin bu güzelliği derim.
Hatta size şöyle bir öneride bulunayım hiç düşünmeden: Önce mekana gidip bir kokteyl söyleyin kendinize. Sonra yemek yiyeceğiniz zaman (ama bence en az 4 kişi gidin buraya), giriş yemeklerinin hepsini es geçin. Ortaya, Ahapot Şiş, Karışık Deniz Mahsüllü Spaghetti Alla Chitarra, Karides Kaserol söyleyin. posiyonların gerçekten büyük olduğunu unutmayın. Yanında beyaz şarap sipariş edin. Boğaz’a bakarak güzel bir yemeğin keyfini çıkarın. Eğer giriş kısmında çok oyalanırsanız, dediğim kombinasyonu yapmanız çok zor olacaktır.
Bütün bunların üzerine, eğer doymadıysanız, Türk Kahveli bir Panna Cotta sipariş edin. Açık konuşalım, bu tatlı yıkılıyor!
Capricorn Restaurant yeni bir soluk Ortaköy’de… Deniz mahsüllerinden hoşlananlar için yeni ve taze bir seçenek. Bir denemenizde fayda var!
Capricorn Restaurant
Yıldız Mahallesi, Ortaköy Salhanesi Sokak,
No 7, Beşiktaş, İstanbul