Bağdat Caddesi insanı değilim. Seksenli yıllarda bir Kristal Büfe dönemim olmuş olsa da, bu coğrafyanın havası, suyu pek bana uygun gelmiyor. Yine de, Anadolu yakasında yaşayan bir insan olarak, zaman zaman buraya yolum düşüyor. Bu geniş caddenin bir ucundan öbür ucuna yürümek, gençliğimden beri severek yaptığım bir şey diyebilirim. Ama burada araba kullanmak gerçekten hiç hoşuma gitmiyor, zira artık günün her saati sıkıntılı bir trafik var “Cadde“de. Zaten sıkıntılarla dolu yaşamımıza biraz daha trafik çilesi katmanın hiç anlamı yok bana kalırsa.
Bugün anlatacağım mekan Cadde insanlarına, özellikle genç kesime hitap edeceğini düşündüğüm güzel bir lokanta. Adı: Marlon. Suadiye Oteli’nin orada, tam Beyaz Fırın’ın karşısında. Yani sahil yolundan geldiğinizde bulmanız çok kolay.
Mekanın dekorasyonu bir hayli özenli bir şekilde yapılmış. Bana biraz dergilerde gördüğüm yerleri anımsattı. Ayrıntılar ince ince düşünülmüş ve modern zamanları temsil eden hafif bir lounge havası verilmiş. Burayı gerek yemek, gerek içki içmek, ya da kahve molası vermek için ziyaret eden genç kesimin zevklerine çok uygun bir tasarımı var Marlon Suadiye’nin.
Menüsüne göz attığımız da ise, geniş bir beğeniye cevap verecek şekilde, azıcık eklektik, hafif bistromtrak, biraz da Akdenizli bir tasarım yapılmış. Hafif bir “drink” alırken yanında atıştırmalık isteyenlerin beklentilerini de karşılıyor, steakhouse fanatiklerinin zevklerini de tatmin ediyor, İtalyan sevenlerini gönüllerini de fethetmeyi amaçlıyor.
Yediklerime gelince:
Minestrone çorbası ile başladım. Sunumu çok iyi, tadı biraz gerisinde kalmıştı. Açık konuşmak gerekirse, sebze çorbası insanı olmayan bendeniz zaten bu yemeği tadarken önyargılıydım. Bana hitap etmedi, ama dediğim gibi, görsel olarak çok iyiydi.
Karides tempura ve minik köfteler, patates kızartması, tavuk kanatlarından oluşan bar tabağı ise hoşuma gitti. Tam ihtiyaca cevap verecek şekilde, sarışın bir biranın yanında tırtıklamak isteyeceğim türden tabaklardı.
Ardından, Marlon Suadiye‘de yediklerim arasında en çok hoşuma giden yemeği, Patlıcan ve Keçi Peynirli Pizza‘yı deneyimledim. Çıtırlığı, domates sosunun kıvamı ve tazeliği, keçi peynirinin kattığı havası ve patlıcan dokunuşuyla pek lezzetliydi.
Ayrıca ızgara lokum, karidesli, mürekkepli makarna ve beef stroganoff da deneme şansını buldum. Bunların içinde stroganoff gerçekten lezzetliydi. Lokum ise iyi bir başlangıç olarak dikkat çekiyordu. Makarnayı beğenmedim. Benim açımdan pek lezzeti yoktu diyebilirim.
Finalde ise orman meyveli cheesecake, çikolata fondue ve kaymacina yedik. Benim için fondue, her şart altında, eğer çok büyük bir hata yapılmamışsa en güzel tatlılardan birisidir. Marlon Suadiye’de de mevsim meyvelerini bandıra bandıra yediğim bu güzellik çok iyi bir son teşkil etti.
Sonuç olarak, yazının başında da belirttiğim gibi, Marlon Suadiye konumu itibarıyla benim çok yolumun düşmeyeceği, lakin bölge ahalisinin keyifle vakit geçirebileceğini düşündüğüm, özenli bir işletme. Başarılı olmasını umuyorum.
Marlon Suadiye
Suadiye Mahallesi Plaj Yolu Sokak no: 23, Kadıköy