Ataşehir’de Hazer Amani Rüzgarı
Ataşehir ahalisinden birisi olarak, mahalleye Fireroom Ataşehir gibi yeni yerler açıldığında çok seviniyorum. Bu tarz gelişmeler, bana oturduğum yerin betondan ibaret bir TOKİ yığını olmadığını, aslında basbayağı da yaşanabilecek bir yanı olduğunu düşündürüyor. Böyle zamanlarda kendimi gerçekten iyi hissediyorum.
İşte bugünkü yazıma konu olan Fireroom Ataşehir de aynen bu mutluluk hissini yaratan, iki buçuk ay önce açılmış, tabir-i caizse “çiçeği burnunda” bir lokanta.
Mekan, ortaklarından Hazer Amani‘nin imza ve dokunuşlarını taşıyan, daha önce de birkaç defa benzer felsefede işletmelerde rastladığımız, “Fine dining dokunuşları ile sokak lezzetleri” sunma iddiasını sergiliyor. (Bu şekilde isimlendirmek benim düşüncem tabii ki. Onlar bu tarz bir yorumda bulunmadılar.)
Bu iddia sadece ülkemizde değil, dünyada da yaygın olarak karşımıza çıkan bir trendin yansıması aslında. Televizyon programlarında dünya mutfağının renkli ve hayal gücünü zorlayan örneklerini başarıyla sunan Hazer Amani’nin, kariyeri boyunca edinmiş olduğu deneyimler ışığında hazırladığı burger, kokoreç, falafel, Elazığ tostu, churros gibi farklı yemekleri başarıyla sunduğunu görüyoruz mekanı ziyaret ettiğimizde.
Mekanın Ataşehir hastaneler bölgesi diyebileceğimiz yol ayrımındaki duruşu tam bir “Perpetuum Mobile” izlenimi yaratıyor insanda. Binalar arasında, hiçbir yere bağlı olmayan, tek katlı, Amerikalıların “diner” tarzı restoranlarını andıran bir yapısı var Fireroom Ataşehir’in. Yaklaşık yetmiş kişilik oturma kapasitesinin tamanını öğle yemeklerinde beyaz yakalılar, akşamları da çevre sakinleri ile dolduruyor.
Kısa zamanda büyük bir başarı…
Fireroom Ataşehir Menüsü
Sokak lezzeti dendiği zaman sadece Türkiye diye düşünülmesin isterim; Fireroom Ataşehir’de farklı dünya mutfaklarından esintiler bir araya geliyor. En çok da bu yaklaşım hoşuma gitti diyebilirim.
Menüleri çok kalabalık değil, lakin bu sadelik içinde pek çok farklı çeşidin sunulduğunu da görebiliyoruz. Gerçekleştirdiğim ziyaret esnasında, mutfak ve yemeklerle ilgili tüm bilgileri (cook.to.share Instagram hesabından da tanıdığımız, aynı zaman mekana mutfak danışmanlığı da veren) Ali Dövenci’den aldım. Kendisine bu başarılı tadım ile ilgili ayrıca teşekkür ediyorum.
Menüden deneyimlediğim ilk lezzet Izgara Bamya Turşusu oldu. Kömür ateşinde ızgaralanmış bamya turşusu, ızgara taze soğan, mor lahana, kırmızı soğan turşusu, vinaigrette sos ve çıtır soğandan oluşan bu karışım beni benden aldı diyebilirim. Bamya hastası olan bir adama böyle bir güzellik sunduğunuz zaman, üstelik de onu çıtır soğan ile dengelemek gibi bir çılgınlık da yaparsanız, adeta ana yemek gibi yenebilen böyle deli bir tabak ortaya çıkar. Tek kelimeyle bayıldım.
Bir diğer lezzet durağım da Fatboy ismini verdikleri burger oldu bu tadım esnasında. Aktif karbon kara burger ekmeği, 150 gr burger köftesi, tandır dana pöç, füme et, ev yapımı acılı BBQ sos, çift cheddar peyniri, kornişon turşu, kırmızı soğan turşusu, ev yapımı patates cipsi ile oluşan bu sunum etkileyiciydi. Hem göze, hem mideye hitap etmeyi hedefleyen Fatboy, içinde yer alan aşağı yukarı 18 saat pişmiş tandır dana pöç ile muazzam bir hale gelmişti. Sulu ve lezzetli köfte, bol malzeme deyince, burgerin harcı adeta bir lezzet şölenine dönüşmüştü diyebilirim. Bu üst seviye lezzete eşlik eden ekmeğin, bir tık daha coşkulu olması gerektiğine inanıyorum. Aksi takdirde burgerde denge kurmak zorlaşır. Bu deneme yanılmayla ulaşılabilecek bir nokta doğal olarak.
Fireroom Ataşehir’de beni etkileyen diğer bir yemek de Kokoreç oldu. İnsana duygu patlaması yaşatan türden çılgın bir kokoreç yemek istiyorsanız bu lokanta tam da sizin aradığınız yer dostlar. İzmir usülü kokoreç yiyebileceğiniz nadir yerlerden birisi İstanbul’da. Üstelik de kokoreçi İzmir’de sevdiğimiz adreslerden birisi olan Asım Usta’dan getiriyorlar. Bölünmemiş, didik didik edilmemiş, biber domates gibi yabancı maddelere boğulmamış, baharatı yanında sunulan, insanın ağzında dağılan enfes bir kokoreç bu. Her şey bir yana (abartmıyorum) belki kentin en iyi kokoreççilerinden birisi burası!
Hot Dog ise burada yiyebileceğiniz eli yüzü düzgün yemeklerden bir tanesi. Abartılı bir malzeme ile insanın ağzını burnunu dağıtan türden bir şey değil ama. Kaliteli, odun ateşinde pişmiş sosis, hardallı relish sos, çıtır soğan (yine müthiş olmuş!), kırmızı soğan turşusu ve ev yapımı patates cipsi ile güzel bir karışım. Bir parantez de cipsler için: Gerçekten kendi yaptıkları bu cips büyük bir lüks müşteriler için. Eyy ziyaretçiler! Bu lezzetli cipsin değerini bilin mutlaka.
Bir diğer sürpriz de Elazığ Köfte Tostu. Tam bir ustalık ürünü bu. Köftesi ev yapımı anne köftesi ile endüstriyel köfte arasında ince bir çizgide dans eden, dengeli bir çalışma. İki tarafta da değil, tam ortada. Ekmek ideal oranda basılmış, hafif kabarık, içindeki malzeme kağıda dönmeden hazırlanmış. Buna da tam puan! Bir de üstüne ekmeğe sürülen biber salçalı sos eklenince insanı mutlu eden bir tost çıkıvermiş ortaya. Hani İstanbul tostçularında “yengen”in içinde bir sos vardır ya, işte ona çok benzeyen bir karışım, ama ekmeğin dışına sürülmüş halde. İnsan yerken gözlerini kapıyor ister istemez zevkten.
Falafel dürüm ise Firerroom Ataşehir’in vejetaryen müşterilerini mutlu edebilecek bir çalışması. Evet lezzetli bir yemek, ama benim gibi bir carnivore’un asla birinci tercihi olmayacak bir yemek. Ne demek istediğimi beni tanıyanlar bilir.
Bunların dışında bir de Kaburga Taco indirdim mideye ve gerçekten çok hoşuma gitti. Tütsülenmiş dana kaburga, ev yapımı acılı BBQ soslu meksika fasülyesi, ekşi krema, mor lahana turşusu, marul, kırmızı soğan turşusu ve kişniş ile lezzetlenmiş bu karışım taco sevenler için biçilmiş kaftan diyebilirim. 12 saat pişen dana kaburganın insanoğlunun en önemli buluşlarından birisi olduğuna inanıyorum bendeniz. Ufak bir not: Acıdan hazzetmeyenler için sostaki biberin dozu biraz fazla gelebilir. Benim hoşuma gitti, ama yine de uyarmak isterim.
Bu kadar tuzlu, ekşi ve acılı yemeğin üzerine bir de Churros yedikten sonra iyice kendime geldim diyebilirim. İspanyolların en sevdiğim sokak lezzetlerinden olan bu yemeğin isotlu acı bitter çikolata sosu ve füme tuzlu karamel sosu ile geldiğini ilave edelim buraya. Benim favorim karamelli sos oldu. Bir de içinde patlayan şekerler olan aktif karbonlu dondurma yedim bunların üstüne. Damağım adeta bayram etti.
Günün Yemeği Uygulaması ve Diğer Detaylar
Menü haricinde “Günün Yemeği” uygulaması olduğunu da eklemem gerekiyor. Hatta ayrıntılı olarak vermek gerekirse:
Pazartesi- Salı: Güveçte Uykuluk
Çarşamba- Perşembe: Kuzu Arnavut Ciğeri
Cuma-Cumartesi: Dana Pöçlü Kuru Pilav
Pazar: Atom Kokoreç
gibi yemeklerin servis edildiğini not edin bana kalırsa. Hepsi de insanın ağzını sulandıran cinsten sokak lezzetleri.
Öte yandan mekanda içecek olarak Aktif Karbon Limonata, Özerhisar Marka Ayran, Kilikya Marka Şalgam Suyu deneyimlediğimi de vurgulamak isterim. Limonata tuzlu ve acılı yemeklere güzel bir denge kuruyordu. Diğerleri ise bana kalırsa çok lezzetliydi. Şalgamın acısını da çok sevdim.
Hemen bir parantez de aktif karbon meselesi için: Mekanda limonatada, burger ekmeğinde ve dondurmada karşıma çıkan aktif karbon, hindistan cevizi kabuğundan yapılan, hazımı da kolaylaştıran, son derece midevi bir madde. Bu detaylı tadımdan sonra kendimi rahatsız hissetmememin en önemli sebeplerinden birisi bu bana kalırsa.
Sonuç: Fireroom Ataşehir’in Geleceği
Çok başarılı bulduğum bu lokantanın ilk iş planında genişleme hedefi olduğu anlaşılıyor. Önümüzdeki dönemde İstanbul’da birkaç tane daha açılacağını tahmin ediyorum.
Planlı bir büyüme sağlanır ve kaotik bir franchise stratejisinden uzak durulursa, Ataşehir’de yaratılan bu değer kaybedilmez, aksine büyür ve daha geniş kitlelere ulaşır.
Denemenizi, hele hele o inanılmaz kokoreç ve bamya turşusunu mutlaka mideye indirmenizi şiddetle tavsiye ediyorum.
Firerroom Ataşehir
Küçükbakkalköy Mahallesi, Işıklar Cd. 30/1,
34750 Ataşehir/İstanbul
1 comment