ESCALE’YE KOMŞU GELDİ, ÇOK DA İYİ OLDU!
Öncelikle konuyu şöyle ele alalım: Birçok işin ters gittiği bu ülkede bazı insanlar var ki, ne yaparlarsa doğru ve başarılı sonuçlar alıyorlar. Benim ziyaret ettiğim Passage 178 de işte, böyle insanların elinden çıkan yepyeni, dinamik bir proje.
Bahsettiğim kişiler Gülin ve Yücel Özalp çifti. Bu ikiliyi çok sevdiğimiz Topaz öyküsünden tanıyoruz hepimiz. Daha sonra Kanyon’da Escale‘i açtıklarını ve şimdilerde bir de efsanevi Pandeli’nin yeniden hayata kazandırılması projesiyle uğraştıklarını da biliyoruz. (Ayrıca Topaz’ın yerine yeni bir mekan açmakta olduklarını, isminin de Rana olduğunu buradan haber verelim).
Anlayacağınız bu ikili çok yoğun bu dönemde ve bir sürü başarılı projeye imza atıyorlar. Bendeniz de bunlardan en çiçeği burnunda olanını, yani Kanyon’daki Passage 178‘i ziyaret ettim geçen hafta.
EKLEKTİK BAZEN İYİDİR
Ben sadelikten hoşlanırım, bilen bilir. Lakin bazen hareketli dekorasyonlar, bazı bünyelere nispeten kaotik gelebilecek derecede devinim dolu mekanlar çok hoşuma gider. İşte Passage 178 için de aynen bunu hissettim ziyaret ettiğimde.
Dolu, renkli, dinamik, enerji yayan, farklı objelerden zekice bir uyum oluşturan bir atmosfer ortaya çıkmış bu lokantada. İçinde kendimi mutlu ve rahat hissettiğimi söylersem tam olarak düşündüklerimi anlatabilmiş olurum muhtemelen.
Yeri de çok kolay Passage 178‘in. Uzun zamandır bildiğimiz ve takip ettiğimiz Escale‘in yanında, girişine bitişik bir konumda karşımıza çıkıyor.
Mekanın etkileyici bir barı olduğunu, haftanın belirli zamanlarında burada müzik yapıldığını ve güzel kokteyller yudumlama imkanı bulunduğunu da ilave etmek isterim.
COMFORT FOOD’UN YÜKSELİŞİ VE İNSANI ELE GEÇİREN KUVVETİ
Şimdi gelelim meselenin bizi en çok ilgilendiren kısmına. Burada benim comfort food diye nitelendirdiğim yemeklerden oluşan bir menü kurgulanmış sevgili dostlar.
Son yıllarda -artık adını koyalım- fine dining felsefesinin çökmeye başlamasıyla, başarılı şefler, mekan sahipleri, işletmeciler yeni arayışlara girdiler. Bu arayışlardan street food, comfort food gibi (ismini siz koyun!) akımlar çıktı. Bana kalırsa çok da iyi oldu.
Yediklerimin tıpkı atmosfer gibi bana kendimi iyi hissettirdiğini ve bu duygunun uzun süre devam ettiğini vurgulamalıyım. Hedeflenen de tam olarak bu aslında.
Arka planda tasarlaması hiç de kolay olmayan, yerken insana nispeten basit görünen, kişinin duygu durumunu lezzet vasıtasıyla yükseltmeyi amaçlayan yemekler yedim Passage 178’de. İşin zorluğu ve karmaşıklığı yemeklerin tasarlanmasında ortaya çıkıyor böyle lokantalarda, zira damakta insanı yormayacak, lezzetli yemeklerin reçetelerini oluşturmak, “yanar döner”li show yemekleri hazırlamaktan çok daha zor bana kalırsa.
VE YEMEKLER…
Passage 178’de bu iş başarılmış diye düşünüyorum. Burada kahvaltı edebilirsiniz mesela. İlk etapta menüye baktığımda bunu gözlemledim. Çok da geniş olmayan menünün kahvaltı kısmı hatırı sayılır bir yer kaplıyor.
Ben bu kısımdan köy bazlama, kurutulmuş dana sırtı, poşe yumurta ve Hollandaise sos ile yapılan bir Eggs Benedict denedim fikir vermesi açısından. Başarılı bir kombinasyon yaptıklarını ve yerken büyük keyif aldığımı belirtmeliyim. Dana sırtı seçimi çok hoşuma gitti.
Sonra, yanında kişnişli tatlı biber sosu getirdikleri bir Ördekli Spring Roll indirdim mideye. Didilmiş ördek etinin (bun ekmeği ile birlikte) çok yakıştığı alanlardan birinin de börek olduğunu bu vesileyle anlamış oldum.
Bunun hemen ardından Passage Burger adını verdikleri burgerlerini deneme fırsatını yakaladım. Ekmeğini lezzetli buldum, köftesini ise şaşırtıcı şekilde İnegöl şablonuna yakın. (İçinde ekmek kullanmış olduklarını düşünüyorum)
Normalde karşı olduğum bir şekilde domates ve yeşillik de koymuşlardı içine, lakin suyunu salmadığı için ekmeğe bir zararı dokunmamıştı bu ikilinin. Neticede uzun zamandır piyasada rastladığım burgerlerden biraz farklı bir çalışma ile karşılaştım Passage 178’de ve beğendim diyebilirim. Karamelize soğan ve patates ile servis edildiğini de belirtelim.
Bir sonraki durağım bol kıymalı Passage Pide oldu. Bol kıymalı oluşu ve kenarlarının çıtırlığı beğenimi kazansa da, sanki yediklerim içinde en zayıf halka bu pideydi. Biraz daha coşku, biraz daha yağ, azıcık daha fazla baharata mı ihtiyacı var bilinmez, bir şekilde damakta kuvveti yeterli değildi.
Sonra bir de Köy Tavuğu Schnitzel deneyimledim ana yemek faslını bitirmek için. Tavuğun bu formata çok yakıştığını, sundukları kabuklu patates püresi ve hardal ile çok uyumlu olduğunu da ayrıca belirtmek isterim. İyi ve şaşırtıcı bir Schnitzel’di desem yanılmış olmam herhalde.
Altın vuruşu Milföy tatlısı ile gerçekleştirdim ve çok mutlu oldum sevgili dostlar. Gerçekten damak çatlayan bir çilek, vanilya kreması ve çilek sorbe ile kendimden geçtim. Yumuşacık, çıtır çıtır, dengeli ve hafif bir tatlıydı.
SONUÇ: MUTLULUK
Sevgili dostlar, bana uzun zamandır en iyi hisleri tattıran lokanta burası oldu sanırım. Ne yaptığını bilen insanların elinden çıkan işler, her daim takdir edilmeli diye düşünüyorum.
Denemenizi öneririm!
Passage 178
Kanyon, Esentepe Mahallesi, 34394 Şişli/İstanbul